Please exchange yen for dollars.
- Lütfen yen'i dolarla değiştirin.
Sally exchanged a twenty-dollar bill for five-dollar bills.
- Sally, yirmi-dolarlık bir banknotu beş dolarlık banknotlarla değiştirdi.
They replaced the defective TV with a new one.
- Arızalı TV yi yenisiyle değiştirdiler.
You can also replace the mascarpone with cream.
- Ayrıca krem peyniri krema ile değiştirebilirsiniz.
Don't change sentences that are correct. You can, instead, submit natural-sounding alternative translations.
- Doğru olan cümleleri değiştirmeyiniz. Bunun yerine, doğal-görünen alternatif çeviriler önerebilirsiniz.
She had to alter her dress by herself.
- Elbisesini tek başına değiştirmek zorunda kaldı.
GloFish are genetically modified aquarium fish.
- GloFish genetik olarak değiştirilmiş akvaryum balığıdır.
Do you think it's dangerous to eat genetically modified food?
- Genetiği değiştirilmiş gıda yemenin tehlikeli olduğunu düşünüyor musunuz?
You'll have to modify the height of the table to make it fit.
- Onu uygun hale getirmek için tablonun yüksekliğini değiştirmek zorunda kalacaksın.
Some people want to amend the constitution.
- Bazı insanlar anayasayı değiştirmek istiyorlar.
The Bill of Rights amended the U.S. Constitution.
- İnsan hakları beyannamesi ABD Anayasasını değiştirdi.
A week before she died she changed her will and left her entire fortune to her dog Pookie.
- O ölmeden bir hafta önce vasiyetini değiştirdi,bütün servetini köpeği Pookie'e bıraktı.
If it had not been for his wife, he would not have changed his job.
- Karısı olmasaydı , o işini değiştirmezdi.
This book will transform your life.
- Bu kitap yaşamınızı değiştirecek.
She altered her old clothes to make them look more fashionable.
- Eski kıyafetlerini daha modaya uygun hale getirmek için değiştirdi.
She altered her plans.
- O, planlarını değiştirdi.
Women are interchangeable instruments for a constantly identical pleasure.
- Kadınlar sürekli aynı zevk için değiştirilebilir enstrümanlardır.
These two parts are interchangeable.
- Bu iki parça değiştirilebilir.
Mary and I, who are twins, used to amuse ourselves by exchanging identities and fooling everyone.
- İkiz olan Mary ve ben kimliklerimizi değiştirerek ve herkesi kandırarak kendimizi eğlendirirdik.
Mary and I, who are twins, would amuse ourselves by exchanging identities and fooling everyone.
- İkiz olan Mary ve ben kimlikleri değiştirerek ve herkesi kandırarak kendimizi eğlendirirdik.
Do you want to switch seats?
- Koltukları değiştirmek ister misiniz?
Would you like to switch seats?
- Koltukları değiştirmek ister misin?
That will change nothing.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
That won't change anything.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
He was bartering information.
- Bilgi değiş tokuş ediyordu.
Do you want to swap jobs?
- İşleri değiştirmek ister misiniz?
Would you like to swap jobs?
- İşleri değiştirmek ister misin?
There are varying explanations.
- Değişik açıklamalar var.
Prices vary by location.
- Fiyatlar konuma göre değişir.
The prices of certain foods vary from week to week.
- Bazı gıdaların fiyatları haftadan haftaya değişmektedir.
Many boys and girls ranging from 12 to 18 entered the contest.
- 12 ila 18 arasında değişiklik gösteren birçok erkek ve kız yarışmaya katıldı.
In Colombia, the population is classified into social strata ranging from one to six, one being the poorest and six being the richest.
- Kolombiya'da nüfus birden altıya kadar değişen sosyal katmanlara göre sınıflandırılır. Bir en fakir olma ve altı en zengin olma.
In the summer, the temperature ranges from thirty to forty degrees Celsius.
- Yazın, sıcaklık otuzla kırk santigrat arasında değişkenlik gösterir.
Prices range from one to five dollars.
- Fiyatlar bir dolarla beş dolar arasında değişir.
That won't change anything.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
That will change nothing.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
Tom is in the garage changing his oil.
- Tom garajda yağını değiştiriyor.
If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
- Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
I'm tired of altering my plans every time you change your mind.
- Senin her fikrini değiştirdiğin zaman planlarımı değiştirmekten usandım.
He's proposing a suggestion for altering the research method.
- O araştırma yöntemini değiştirmek için bir öneri teklif ediyor.
If the address changes, please contact us.
- Eğer adres değişirse, lütfen bizimle bağlantı kurun.