Keşke bunu kati olarak söyleyebilsem.
- I wish I could say for sure.
Tom Mary'nin kaç kez Boston'da bulunduğunu kesin olarak söyleyemez.
- Tom can't say for sure how many times Mary has been to Boston.
O harika! Kesinlikle güleceksiniz.
- It's great! You'll laugh for sure.
Tom nereye gitmesi gerektiğini kesin olarak bilmiyordu.
- Tom didn't know for certain where he should go.
Tom saat kaçta varması gerektiğini kesin olarak bilmiyordu.
- Tom didn't know for certain what time he should arrive.
For certain.
Did you enjoy the concert? -- For sure.