Ne ölçüde ona güvenilebilir?
- To what extent can he be trusted?
Tom Mary'nin sorununu bir ölçüde anlayabilir.
- Tom can understand Mary's problem to some extent.
Belirli bir dereceye kadar Fransızcayı anlayabilirim.
- I can understand French to a certain extent.
Bir dereceye kadar bir kızak arabasını kontrol edebilirsiniz.
- To some extent, you can control the car in a skid.
Leyla'nın mektupları onun ırkçılığının boyutlarını ortaya çıkardı.
- Layla's letters revealed the extent of her racism.
Dan, Linda'nın suç tarihinin boyutunu bilmiyor.
- Dan doesn't know the extent of Linda's criminal history.
Söylediğini bir miktar kabul ediyorum.
- I accept what you say to some extent.