Yağmur yüzünden oyunu ertelemek zorunda kaldık.
- We had to postpone the game due to rain.
Oyunu ertelemek zorunda kalacağız.
- We'll have to postpone the game.
Toplantı, bu ayın 20'sine ertelenecek.
- The meeting will be postponed till the 20th of this month.
Gidişini ertelemeye karar verdi.
- He decided to postpone his departure.