Tom gerçekten kendini işine adamış, değil mi?
- Tom is really dedicated, isn't he?
Tom kendini işine adamış.
- Tom is very dedicated to his work.
Tom adanmış, değil mi?
- Tom is dedicated, isn't he?
Çok adanmış olduğun konusunda hiçbir fikrim yoktu.
- I had no idea you were so dedicated.
Özel bisiklet bölgesi çoğunlukla trenin arkasındadır.
- The dedicated bike zone is most often at the rear of the train.
Tom çok özel bir öğrenci.
- Tom is a very dedicated student.
Bu kitap herkese ithaf olunmuş değil.
- This book is not dedicated to anyone.
Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
- The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
O, hayatını fakir insanlara yardım etmeye adadı.
- He dedicated his life to helping the poor.
... And we have a website dedicated to the webmasters ...