O gelenek azalmaktadır.
- That custom is on the decrease.
Şehrin nüfusu yıldan yıla azalmaktadır.
- The population of the town decreases year by year.
Evi temizlemem için geçen zamanı büyük ölçüde azaltmak istiyorum.
- I would like to drastically decrease the amount of time it takes me to clean the house.
Borcunu azaltmak için ne yapmalısın?
- What should you do to decrease your debt?
Şehrin nüfusu yıldan yıla azalmaktadır.
- The population of the town decreases year by year.
Fransız şirketlerin rekabeti azalmaya devam etmektedir.
- The competitiveness of French companies continues to decrease.
Borcunu azaltmak için ne yapmalısın?
- What should you do to decrease your debt?
İlaç onun acısını azalttı.
- The medicine decreased his pain.
Bu ilaç ağrını azaltacak.
- This medicine will decrease your pain.
Bu kurabiyelerdeki şekeri azaltmalılar.
- They should decrease the sugar in these muffins.
Borcunu azaltmak için ne yapmalısın?
- What should you do to decrease your debt?
Bu kurabiyelerdeki şekeri azaltmalılar.
- They should decrease the sugar in these muffins.
Kaçak ağaç kesimi önemli ölçüde azalmıştır.
- Illegal logging has decreased considerably.
Üniversitenin bağışı son on yılda giderek azalmıştır.
- The university's endowment has decreased steadily over the last ten years.
Pirinç üretimi azaldı.
- Production of rice has decreased.
Satışlar bugünlerde azaldı.
- Sales have decreased these days.
Japonya'nın pirinç tüketimi azalıyor.
- Japan's consumption of rice is decreasing.
Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
- Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
... But we found the result, we do decrease the number of death ...
... to decrease the friction. ...