Evin etrafını çevirttik.
- We've got the house surrounded.
Aslanlar Tom'u her tarafından çevirdi.
- Lions surrounded Tom on all sides.
Düşman yüzler tarafından kuşatıldığımı görüyorum.
- I see that I am surrounded by hostile faces.
Polis tarafından kuşatıldık.
- We're surrounded by police.
İngiliz dili bir deniz gibi etrafımızı sarıyor.
- The English language surrounds us like a sea.
Onların onun etrafını çevirdiğini gördüm.
- I saw them surrounding him.
Kısa sürede yeni çevreye alıştı.
- He soon got used to the new surroundings.
Çevreleyen tepeler kasabayı korudu.
- The surrounding hills protected the town.