Tartışmalar uzun ve bazen acıydı.
- The discussions were long and sometimes bitter.
Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
- Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
Tom görüşmeyi yönetecek.
- Tom will lead the discussion.
Öneriniz bizim buradaki görüşmemizle alakasız gibi görünüyor.
- Your suggestion seems irrelevant to our discussion here.