değillerdi

listen to the pronunciation of değillerdi
التركية - الإنجليزية

تعريف değillerdi في التركية الإنجليزية القاموس.

değil
not

I know one of them but not the other. - Birini tanıyorum da ötekini değil.

I like to play sport for fun not for competition. - Sporu rekabet için değil zevk için yapıyorum.

değil
no
değil
ain't

It ain't like before, you know. - O eskisi gibi değil, biliyorsun.

I ain't worried about what he might say. - Onun söyleyebileceği şey hakkında endişeli değilim.

değil
un-
değil
aint
değil
isn
değil
not in
değil
nto
değil
am not

I am not gay, but my boyfriend is. - Ben eşcinsel değilim, ama benim erkek arkadaşım eşcinsel.

I am not the captain of the new team. - Ben yeni takımın kaptanı değilim.

değil
a let alone: Süt değil a, su bile yok. - There is no water, let alone milk
değil
No, ...: "Ev güzel miydi?" "Değil." "Was the house beautiful?" "No, it wasn't." "Burada mı?" "Değil." "Is he here?" "No, he isn't."
değil
not a

Hope is not a strategy. - Ummak bir strateji değildir.

John is not as old as Bill; he is much younger. - John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.

değil
un
değil
(initially or in anticipation of a verb) not only, let alone: Değil laleler, leylaklar bile açtı. Not only the tulips but even the lilacs have bloomed
değil
not: Mutlu değil. She is not happy
التركية - التركية

تعريف değillerdi في التركية التركية القاموس.

değil
Cümle içinde art arda kullanılan iki veya daha çok özneyi, tümleci, yüklemi, aralarından bazılarına olumsuzluk kavramı vererek birbirine bağlayan veya yüklemin olumsuz çekimini sağlayan kelime: "Bu direniş çetin değil, haşin değil, yürek burkucuydu."- T. Buğra
değillerdi
المفضلات