تعريف değildirler في التركية الإنجليزية القاموس.
- aren't
- Are not
- Spelling replacement for homonym an't, a contraction of "am not", in the construction aren't I?
- do not exist, do not live, do not occupy a position, do not exist in a particular condition (2nd person singular; 2nd person plural)
- Aren't is the usual spoken form of `are not'
- Aren't is the form of `am not' that is used in questions or tags in spoken English. a the short form of 'are not'
- değil
- not
I know one of them but not the other.
- Birini tanıyorum da ötekini değil.
This ship is not fit for an ocean voyage.
- Bu gemi okyanus yolculuğu için uygun değil.
- değil
- no
- değil
- ain't
It ain't like before, you know.
- O eskisi gibi değil, biliyorsun.
The trouble with the world isn't that people know too little, but they know so many things that ain't so.
- Dünya ile ilgili sorun insanların çok az bilmesi değil fakat öyle olmayan çok şey bilmeleridir.
- değil
- un-
- değil
- aint
- değil
- isn
- değil
- not in
- değil
- nto
- değildir
- isn't
- değil
- am not
I am not the captain of the new team.
- Ben yeni takımın kaptanı değilim.
I am nothing but a poor peasant.
- Fakir bir köylüden başka bir şey değilim.
- değil
- a let alone: Süt değil a, su bile yok. - There is no water, let alone milk
- değil
- No, ...: "Ev güzel miydi?" "Değil." "Was the house beautiful?" "No, it wasn't." "Burada mı?" "Değil." "Is he here?" "No, he isn't."
- değil
- not a
Hope is not a strategy.
- Ummak bir strateji değildir.
John is not as old as Bill; he is much younger.
- John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.
- değil
- un
- değil
- (initially or in anticipation of a verb) not only, let alone: Değil laleler, leylaklar bile açtı. Not only the tulips but even the lilacs have bloomed
- değil
- not: Mutlu değil. She is not happy