تعريف değildir في التركية الإنجليزية القاموس.
- isn't
- Is not
- Isn't is the usual spoken form of `is not'. the short form of 'is not'
- {f} not exist, not live, not occupy a position, not exist in a particular condition (first person, singular form)
- demek değildir ki
- not that
- değil
- not
This ship is not fit for an ocean voyage.
- Bu gemi okyanus yolculuğu için uygun değil.
I know one of them but not the other.
- Birini tanıyorum da ötekini değil.
- değil
- no
- değil
- ain't
I ain't worried about what he might say.
- Onun söyleyebileceği şey hakkında endişeli değilim.
If it ain't broke, don't fix it.
- Bozuk değilse tamir etme.
- kimse mükemmel değildir
- nobody is perfect
- değil
- un-
- değil
- aint
- değil
- isn
- değil
- not in
- değil
- nto
- değildirler
- aren't
- Varit değildir
- It's unlikely to happen
- benim işim değildir
- that's not in my line
- değil
- am not
To tell the truth, I am not your father.
- Doğruyu söylemek gerekirse, ben senin baban değilim.
I am not gay, but my boyfriend is.
- Ben eşcinsel değilim, ama benim erkek arkadaşım eşcinsel.
- değil
- a let alone: Süt değil a, su bile yok. - There is no water, let alone milk
- değil
- No, ...: "Ev güzel miydi?" "Değil." "Was the house beautiful?" "No, it wasn't." "Burada mı?" "Değil." "Is he here?" "No, he isn't."
- değil
- not a
John is not as old as Bill; he is much younger.
- John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.
Life is not an exact science, it is an art.
- Hayat kesin bir bilim değildir, bir sanattır.
- değil
- un
- değil
- (initially or in anticipation of a verb) not only, let alone: Değil laleler, leylaklar bile açtı. Not only the tulips but even the lilacs have bloomed
- değil
- not: Mutlu değil. She is not happy
- durum böyle değildir
- that is not the ease
- hamala semeri yük olmaz/değildir
- (Atasözü) You don't feel the weight of those responsibilities which you are used to bearing
- kimsenin enayisi değildir
- he is nobody's fool