Do you want to switch seats?
- Koltukları değiştirmek ister misiniz?
You don't want to switch places with me?
- Benimle yer değiştirmek istemiyor musun?
In order to keep our feet warm we had to shift from one foot to another and keep moving.
- Ayaklarımızı sıcak tutmak için ayaklarımızı yer değiştirmek ve hareket ettirmeye devam etmek zorunda kaldık.
Why do you want to change shifts?
- Neden vardiyaları değiştirmek istiyorsun?
Are you already thinking of a replacement for Tom?
- Tom için zaten bir yer değiştirme düşünüyor musunuz?
If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
- Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
Tom considered changing his job.
- Tom işini değiştirmeyi düşündü.
I want to exchange this for a smaller size.
- Bunu daha küçük boyutuyla değiştirmek istiyorum.
The government of the republic discussed the exchange crisis plan.
- Cumhuriyet hükümeti, kriz planını değiştirmeyi tartıştı.
Tom tried to disguise his voice.
- Tom sesini değiştirmeye çalıştı.
Anti-intellectualism is often couched in the disguise of criticizing elitism.
- Entelektüel karşıtlık, çoğunlukla elitizm'i eleştirmenin kılık değiştirmesiyle ifade edilir.
Don't change sentences that are correct. You can, instead, submit natural-sounding alternative translations.
- Doğru olan cümleleri değiştirmeyiniz. Bunun yerine, doğal-görünen alternatif çeviriler önerebilirsiniz.
I have to change the battery of my transistor radio.
- Transistörlü radyomun pilini değiştirmek zorundayım.
My grandmother never changed her style of living.
- Büyükannem yaşam tarzını hiçbir zaman değiştirmedi.
Tom hasn't changed his mind.
- Tom fikrini değiştirmedi.
I'd like to replace it.
- Onu değiştirmek istiyorum.
Are you already thinking of a replacement for Tom?
- Tom için zaten bir yer değiştirme düşünüyor musunuz?
Would you like to swap jobs?
- İşleri değiştirmek ister misin?
Do you want to swap jobs?
- İşleri değiştirmek ister misiniz?
That'll change nothing.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
That will change nothing.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
In order to keep our feet warm we had to shift from one foot to another and keep moving.
- Ayaklarımızı sıcak tutmak için ayaklarımızı yer değiştirmek ve hareket ettirmeye devam etmek zorunda kaldık.
Why do you want to change shifts?
- Neden vardiyaları değiştirmek istiyorsun?
Would you like to switch seats?
- Koltukları değiştirmek ister misin?
You don't want to switch places with me?
- Benimle yer değiştirmek istemiyor musun?
I'm tired of altering my plans every time you change your mind.
- Senin her fikrini değiştirdiğin zaman planlarımı değiştirmekten usandım.
The skirt didn't fit so I had to alter it.
- Etek uygun değildi, bu yüzden değiştirmek zorunda kaldım.
I'd like to change the date to tomorrow night.
- Ben tarihi yarın geceye değiştirmek istiyorum.
They had to change their schedule because the train arrived late.
- Tren geç vardığı için onlar programını değiştirmek zorunda kaldılar.
I'm planning to disguise myself as a doctor.
- doktor olarak kılık değiştirmeyi planlıyorum.
Anti-intellectualism is often couched in the disguise of criticizing elitism.
- Entelektüel karşıtlık, çoğunlukla elitizm'i eleştirmenin kılık değiştirmesiyle ifade edilir.
This worker is easy to replace.
- Bu işçiyi değiştirmek kolay.
I have to replace the radio's battery.
- Radyonun pilini değiştirmek zorundayım.
He was bartering information.
- Bilgi değiş tokuş ediyordu.
Would you like to swap jobs?
- İşleri değiştirmek ister misin?
Tom wishes he could swap places with Mary.
- Tom yerleri Mary ile karşılıklı değiştirebilmeyi diliyor.
There are varying explanations.
- Değişik açıklamalar var.
Prices vary by location.
- Fiyatlar konuma göre değişir.
Opinions vary from person to person.
- koşullardan insandan insana değişir.
Many boys and girls ranging from 12 to 18 entered the contest.
- 12 ila 18 arasında değişiklik gösteren birçok erkek ve kız yarışmaya katıldı.
In Colombia, the population is classified into social strata ranging from one to six, one being the poorest and six being the richest.
- Kolombiya'da nüfus birden altıya kadar değişen sosyal katmanlara göre sınıflandırılır. Bir en fakir olma ve altı en zengin olma.
In the summer, the temperature ranges from thirty to forty degrees Celsius.
- Yazın, sıcaklık otuzla kırk santigrat arasında değişkenlik gösterir.
Prices range from one to five dollars.
- Fiyatlar bir dolarla beş dolar arasında değişir.
That will change nothing.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
That'll change nothing.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
He's always changing his mind.
- O her zaman fikrini değiştiriyor.
If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
- Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
I'm tired of altering my plans every time you change your mind.
- Senin her fikrini değiştirdiğin zaman planlarımı değiştirmekten usandım.
He's proposing a suggestion for altering the research method.
- O araştırma yöntemini değiştirmek için bir öneri teklif ediyor.
Would you like to swap jobs?
- İşleri değiştirmek ister misin?
Do you want to swap jobs?
- İşleri değiştirmek ister misiniz?
Some people want to amend the constitution.
- Bazı insanlar anayasayı değiştirmek istiyorlar.
You'll have to modify the height of the table to make it fit.
- Onu uygun hale getirmek için tablonun yüksekliğini değiştirmek zorunda kalacaksın.
If the address changes, please contact us.
- Eğer adres değişirse, lütfen bizimle bağlantı kurun.
I would like to exchange American dollars for rupnu.
- Amerikan dolarlarını rupnu ile değiştirmek istiyorum.
Would you like to exchange links?
- Bağlantıları değiştirmek ister misin?
Can we make a substitution?
- Bir yer değiştirme yapabilir miyiz?
In order to keep our feet warm we had to shift from one foot to another and keep moving.
- Ayaklarımızı sıcak tutmak için ayaklarımızı yer değiştirmek ve hareket ettirmeye devam etmek zorunda kaldık.