You need to have exact change to pay the toll of the expressway.
- Otoban geçiş ücretini ödemen için tam değişime sahip olmalısın.
Since then, a great deal of change has occurred in Japan.
- O zamandan beri, Japonya'da büyük bir değişim oldu.
Everything is in flux.
- Her şey değişim halinde.
As cultural exchange continued between the two countries, their mutual understanding became even deeper.
- İki ülke arasında kültürel değişim devam ederken, onların karşılıklı anlayışı daha da derinleşti.
Our school has accepted three Americans as exchange students.
- Okulumuz üç Abd'liyi değişim öğrencisi olarak kabul etti.