تعريف değişiklik في التركية الإنجليزية القاموس.
- change
We cannot make a change in our schedule.
- Programımızda bir değişiklik yapamayız.
Man's skin is very sensitive to temperature changes.
- İnsan cildi sıcaklık değişikliklerine karşı çok duyarlıdır.
- alteration
Can you make some alterations on this product?
- Bu ürün hakkında bazı değişiklikler yapabilir miyim?
- variance
- innovation
- shift
- change; variation, alteration; modification; amendment
- diversification
- unusualness, novelty, singularity, distinctiveness
- kink
- variety
- (Hukuk) amendment, transition
- vicissitude
- modification
Except for some modifications, the project was approved.
- Bazı değişiklikler hariç olmak üzere, proje onaylandı.
I made some modifications.
- Bazı değişiklikler yaptım.
- chopping
- change, alteration; amendment
- variegation
- recast
- variation
- (Bilgisayar) modified
- pump up
- flux
- (Bilgisayar) modify
- departure
- switch
- (Askeri) evolution
- break
- change over
- amendment
The 14th Amendment to the U.S. Constitution was ratified in 1868.
- ABD Anayasasında 14. yasa değişiklikliği 1868 yılında onaylanmıştır.
The amendment was first proposed in 1789.
- Değişiklik ilk olarak 1789'da önerildi.
- turn
- quaintness
- incertitude
- to amend
- modifying
- değişik
- different
We come from different countries.
- Değişik ülkelerden geliyoruz.
He tried different kinds of foods one after another.
- Birbiri ardına değişik türde yiyecekler denedi.
- değişik
- varied
Tom has varied tastes.
- Tom'un değişik damak zevkleri var.
The United States is a paradise for almost every kind of sports, thanks to its wonderfully varied climate.
- Harika değişik iklimleri sayesinde, Amerika Birleşik Devletleri, hemen hemen her türlü spor için bir cennettir.
- değişiklik yapmak
- alter
- değişiklik yapmak
- recast
- değişiklik yapmak
- innovate
- değişiklik katmak
- chequer
- değişiklik korkusu
- misoneism
- değişiklik olsun diye
- for a change
- değişiklik olsun diye
- for the sake of a change
- değişiklik yapma
- shake up
- değişiklik yapma
- emendation
- değişiklik yapmak
- modify
- değişiklik yapmak
- remodel
- değişiklik yapmak
- (Hukuk) alter, amend
- değişiklik yapmak
- shake up
- değişiklik yapmak
- to modify, to change
- değişiklik yapmak
- work over
- değişiklik yapmak
- to make a change
- değişiklik yapmak
- emend
- değişiklik yok
- no change
- değişik
- diverse
- değişik
- {s} several
The word has several meanings.
- Kelimenin değişik anlamları vardır.
- değişik
- way out
- köklü değişiklik
- revolution
- değişik
- {s} alternative
- değişik
- novel
- değişiklik göstermek
- differ
Laws differ from state to state in the United States.
- Yasalar ABD'de eyaletten eyalete değişiklik göstermektedir.
- değişik
- unusual
- değişik
- alternate
- değişik
- different from
- değişik
- diverging
- değişik
- {s} quirky
- değişik
- original
Be original for a change.
- Değişiklik olsun diye özgün ol.
- değişiklikler
- amendments
- değişik
- unlike
- değişik
- diversified
- değişik
- alien
- değişik
- refreshing
This is a refreshing change of pace.
- Bu ferahlatıcı bir değişiklik.
- değişik
- alterable
- değişik
- atypical
- değişik
- variant
- değişik
- quaint
- değişik
- various
Thanks to the arrangements made by Ken'ichi, the women found various places to work around town.
- Ken'ichi tarafından yapılan düzenlemeler sayesinde, kadınlar kasaba civarında çalışmak için değişik yerler buldu.
We talked about various topics.
- Biz değişik başlıklarda konuştuk.
- değişiklikler
- alterartions
- değişiklikler
- changes
Man's skin is very sensitive to temperature changes.
- İnsan cildi sıcaklık değişikliklerine karşı çok duyarlıdır.
I'd like to make some changes in the draft.
- Ben taslakda bazı değişiklikler yapmak istiyorum.
- değişiklikler
- the changes
- DEĞİŞİKLİKLER
- (Askeri) change
I'd like to make some changes in the draft.
- Ben taslakda bazı değişiklikler yapmak istiyorum.
I can't keep track of all the changes taking place in the world of AIDS research.
- AIDS araştırma dünyasında yer alan tüm değişiklikleri takip edemem.
- acil durum komuta önceliği; istihkam değişiklik tekilifi
- (Askeri) emergency command precedence; engineering change proposal
- ani değişiklik
- reversal
- ani değişiklik
- revulsion
- antlaşmada değişiklik yapılması
- (Hukuk) amendment to a treaty
- bir hükümde değişiklik
- (Hukuk) amendment of a provision
- büyük değişiklik
- turn round
- büyük değişiklik
- upheaval
- değişik
- various, varied, assorted, different
- değişik
- prov. spare set (of clothing)
- değişik
- calico
- değişik
- variegated
- değişik
- miscellaneous
- değişik
- different, of a different kind
- değişik
- different; varied, various, diverse; new, unusual, original
- değişik
- different, unusual, novel, singular, distinctive
- değişik
- changed, altered
- değişik
- manifold
- değişik
- wayout
- değişik
- vari
- değişiklikler
- hazards
- değişiklikler
- vicissitudes
- fark değişiklik
- increments
- hiçbir değişiklik yapmadan
- as is
- köklü değişiklik yapmak
- revolutionize
- muazzam bir değişiklik
- (Hukuk) substantial reform
- nitel değişiklik
- qualitative change
- sonraki değişiklik
- (Bilgisayar) next change
- söz konusu değişiklik
- respective alteration
- tam bir değişiklik yapmak
- (Hukuk) changeover
- tarım sektöründeki değişiklik
- (Hukuk) reform of agricultural sector
- teşkilat ve malzeme değişiklik tabloları
- (Askeri) modified table of organization and equipment
- çıkarlarına göre değişiklik yapmak
- rig