They declined our invitation.
- Onlar davetimizi reddetti.
I'm grateful for the invitation.
- Ben, davet için minnettarım.
You should've called her.
- Onu davet etmeliydin.
A few months ago I received a call from Mr Lemond.
- Birkaç ay önce Bay Lemond'dan bir davet aldım.
We invited him to the dinner party.
- Biz onu akşam yemeği partisine davet ettik.
We were not invited to the party.
- Partiye davet edilmedik.
I challenged Tom to a race.
- Tom'u bir yarışa davet ettim.
Tom accepted Mary's challenge to a tennis match.
- Tom Mary'nin bir tenis maçına davetini kabul etti.
The corporation invited bids for the construction project.
- yolsuzluk, inşaat-yapı projesi için fiyat teklifine davet etti