davetliler

listen to the pronunciation of davetliler
التركية - الإنجليزية
guests
invitees
davetli
{i} guest
davet
summons
davet
invitation

They declined our invitation. - Onlar davetimizi reddetti.

I'm grateful for the invitation. - Ben, davet için minnettarım.

davet
citation
davet
call on
davet
call

You should've called her. - Onu davet etmeliydin.

A few months ago I received a call from Mr Lemond. - Birkaç ay önce Bay Lemond'dan bir davet aldım.

davet
monition
davet
convocation
davetli
vocational
Davetli
ınvıted
davet
invite to
davet
invited to
davet
{i} party

We invited him to the dinner party. - Biz onu akşam yemeği partisine davet ettik.

We were not invited to the party. - Partiye davet edilmedik.

davet
invitation, call; party, feast; summons
davet
challenge

I challenged Tom to a race. - Tom'u bir yarışa davet ettim.

Tom accepted Mary's challenge to a tennis match. - Tom Mary'nin bir tenis maçına davetini kabul etti.

davet
vocation
davet
calling
davet
party, (an) entertainment
davet
entertainment
davet
bid

The corporation invited bids for the construction project. - yolsuzluk, inşaat-yapı projesi için fiyat teklifine davet etti

davet
solicit
davetli
invitee
davetli
invited; guest
davetli
person who has been invited; invited guest; invitee
التركية - التركية

تعريف davetliler في التركية التركية القاموس.

Davet
(Osmanlı Dönemi) DİABE
Dâvet
(Osmanlı Dönemi) HEBHEBE
Dâvet
(Osmanlı Dönemi) DIAYET
davet
Yemekli toplantı: "Nevin'in her aklına estikçe yaptığı davetlerden biriydi."- P. Safa
davet
Yemekli toplantı
davet
Çağrı, çağırma
davetli
Çağrılı: "Tayin ettiği gün ve saatte davetlileri kabule başladı."- Y. K. Karaosmanoğlu
davetli
Çağrılı
dâvet
(Osmanlı Dönemi) çağırma, duâ,. çağrı
davetliler
المفضلات