Tarihler ilan edilecektir.
- Dates will be announced.
Tom belirli tarihlerden söz etmedi.
- Tom didn't mention specific dates.
En son ne zaman biriyle çıktın?
- When was the last time you went on a date?
Mary ve ben uzun zaman önce çıktık.
- Mary and I dated a long time ago.
Tom randevusu için bir çiçek ve hediyeler aldı.
- Tom brought a flower and presents for his date.
Dün gece Jane ile bir randevum vardı.
- I had a date with Jane last night.
Piknik için tarih belirleyelim.
- Let's fix the date for the picnic.
Ben tarihi yarın geceye değiştirmek istiyorum.
- I'd like to change the date to tomorrow night.
The region, whose history dates back to te Urartu.
Onlar buluşmaları süresince kayak yapmaya gittiler.
- They went skiing during their date.
Tom Mary ile buluşmaya gitti.
- Tom went on a date with Mary.
Tom Mary'nin onun en iyi arkadaşıyla flört ettiğini keşfetti.
- Tom discovered that Mary had dated his best friend.
Onlar kısa bir flört yaşadılar.
- They had a brief date.
Dan, Linda ile buluşmak bile istemiyordu.
- Dan didn't even want to date Linda.
Mary John'la buluşmak için çıksa, Tom kesinlikle memnun olmaz.
- Tom certainly wouldn't be pleased if Mary went out on a date with John.
Bu gece eski bir kız arkadaşımla bir buluşmam var.
- I have a date tonight with an old girlfriend.
Herhangi biriniz arkadaşlarımdan biriyle çıkmakla ilgilenir misiniz?
- Would either of you be interested in going on a blind date with one of my friends?
Hangisini tercih edersin, kuru üzüm, kuru erik veya hurma mı?
- Which do you prefer, raisins, prunes or dates?
Hurmayı bademle beraber yemeyi severim.
- I like to eat a date with almonds.
Sami, Leyla'yla flört etmek istiyordu.
- Sami wanted to date Layla.
Bu makine şimdi çağ dışıdır.
- This machine is now out of date.
Bu muhteşem katedral orta çağlara kadar dayanır.
- This magnificent cathedral dates back to the Middle Ages.
Ben tarihi yarın geceye değiştirmek istiyorum.
- I'd like to change the date to tomorrow night.
Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi..
- My water broke on the evening of the predicted birth date.
Bu gelenek Edo döneminden kalma.
- This custom dates from the Edo period.
Bu ayakkabıların modası geçmiş.
- Those shoes are out of date.
Bu ceketin modası geçmiş.
- This coat is out of date.
Tom'un sevgililer günü için bir randevusu vardı.
- Tom had a date for Valentine's Day.
O ders kitabı güncel değil.
- That textbook is out of date.
Tom Mary ile çıkmak istedi fakat o onu geri çevirdi.
- Tom asked Mary for a date, but she turned him down.
Tom'la çıkmak istiyor musun?
- Do you want to go out on a date with Tom?
The Batavian republic dates from the successes of the French arms. - E. Everett.
the date for pleading.
And to have children wise and valorous.
Jessica Simpson reportedly went on a drinking binge after discovering ex- boyfriend John Mayer is dating Jennifer Aniston.
This show hasn't dated well.
... dates back to the beginning of time. ...
... here in italy today gourmets to taste all the streets from dates to the crime ...