Yorgun musun, sevgilim?
- Are you tired, darling?
Biraz kahvaltı ister misin, sevgilim?
- Do you want some breakfast, darling?
Ben canım sevgilimi ararım.
- I call my sweetheart darling.
Bir şey mi yanlış, canım?
- Is something wrong, darling?
Ben canım sevgilimi ararım.
- I call my sweetheart darling.
Benim tatlı sevgilim, seni o kadar çok özledim ki.
- My sweet darling, I miss you so much.
Bir şey mi yanlış, canım?
- Is something wrong, darling?
Baba. Evet canım. Sanırım annem ... Sanırım annemin bir ilişkisi var.
- Dad. Yes, darling. I think that Mom... I think that Mom is having an affair.
Merhaba, canım, sevgilim, tatlım, kaderim. Günün nasıldı?
- Hi, my dear, my darling, my honey, my destiny. How was your day?
Benim tatlı sevgilim, seni o kadar çok özledim ki.
- My sweet darling, I miss you so much.
Merhaba, canım, sevgilim, tatlım, kaderim. Günün nasıldı?
- Hi, my dear, my darling, my honey, my destiny. How was your day?
Tom'un çekici olduğunu düşünüyorum.
- I think Tom is charming.
Ne çekici bir kızsın!
- What a charming girl you are!
Ne cazibeli bir çift!
- What a charming couple!
Sanırım o, alımlı ve çekici.
- I think she is charming and attractive.
O büyüleyici bir kadındır.
- She is a charming woman.
Kate kız kardeşi kadar büyüleyici.
- Kate is as charming as her sister.
Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.
- My brother gave me a charming baby doll.
Tom'un sevimli olduğunu inkar edemezsin.
- You can't deny that Tom is charming.
Kate kız kardeşi kadar büyüleyici.
- Kate is as charming as her sister.
Komşumuz kendini büyüleyici bir at satın aldı.
- Our neighbour bought himself a charming horse.
She is my darling wife of twenty-two years.
Well isn't that a darling little outfit she has on.
he coverage of Obama has been so positive that you have to call him, though I really hate this term, a media darling.”.