danışıcı

listen to the pronunciation of danışıcı
التركية - الإنجليزية
consultative
A consultative committee or document gives advice or makes proposals about a particular problem or subject. the consultative committee on local government finance. = advisory. providing advice and suggesting solutions to problems
{s} of or pertaining to consultation; advisory
giving advice; "an advisory memorandum", "his function was purely consultative"
That gives advice or consultation; advisory
Pertaining to consultation; having the privilege or right of conference
danış
consult

Before you make a decision about your marriage, you should have a consultation with your parents. - Evlilik ile ilgili bir karar vermeden önce, ebeveynlerine danışmalısın.

I'll let you know my decision after I have consulted my solicitor. - Ben, benim avukatıma danıştıktan sonra, kararımı bildireceğim.

danış
{f} consulting

I did that without consulting anyone. - Onu kimseye danışmadan yaptım.

I can't make that decision without consulting Tom first. - İlk olarak Tom'a danışmadan o kararı veremem.

danış
consultation
danış
counseling
danış
advising
danış
conferring, conference
التركية - التركية

تعريف danışıcı في التركية التركية القاموس.

danış
önemlibir konuda birkaç kişinin bir arada konuşması
danış
Önemli bir konuda birkaç kişinin bir arada konuşması, müşavere
danışıcı
المفضلات