damat

listen to the pronunciation of damat
التركية - الإنجليزية
{i} groom

The groom left the bride standing at the altar. - Damat gelini sunakta dururken bıraktı.

The groom was getting cold feet just minutes before the wedding. - Damat düğünden dakikalar önce tereddütlü idi.

bridegroom

Matthew is soon to be married; he will make a very handsome bridegroom. - Matthew yakında evlenecek; o çok yakışıklı bir damat olacak.

son-in-law

Is Tom a good son-in-law? - Tom iyi bir damat mı?

Your son-in-law gave it to him, for he needed it badly. - Senin damat onu ona verdi, zira onun ona çok ihtiyacı vardı.

hist. man who married into the sultan's family
1.son-in-law
bridegroom; son-in-law
soninlow
soninlaw
son in law
damatlar
grooms

The grooms tend to the horses. - Damatlar atlara meyillidir.

gelin ve damat
bride and groom
evlenen kişi, gelin veya damat(frs.)
who married the bride or groom (frs.)
damatlar
sons in law
التركية - التركية
Güvey
Padişah soyundan kız almış olan kimse
Güveyi
(Osmanlı Dönemi) HATN
damat
المفضلات