damage, hurt, prejudice, forfeiture, a fault

listen to the pronunciation of damage, hurt, prejudice, forfeiture, a fault
الإنجليزية - التركية

تعريف damage, hurt, prejudice, forfeiture, a fault في الإنجليزية التركية القاموس.

loss
kayıp

Onun ölümü büyük bir kayıptır. - His death is a great loss.

Kim kayıp için sorumluluk alıyor? - Who's taking responsibility for the loss?

loss
{i} zarar

Zararları bir milyon yene ulaştı. - Their losses reached one million yen.

Biz onu yıllarca zararına çalıştırdığımız için binayı satmak zorunda kaldık. - We had to sell the building because for years we had operated it at a loss.

loss
(Nükleer Bilimler) kayıp,atılım
loss
(Kanun) gaiplik
loss
dokunca
loss
ziyan
loss
kayboluş
loss
kaybetme

Sizi yaşatmak hiçbir şey kazandırmaz, kaybetmek ise hiçbir kayıp getirmez. - To keep you is no benefit. To destroy you is no loss.

loss
kaybolma

Annelerinin kaybolması onları çok üzdü. - The loss of their mother grieved them very much.

Uzmanlar, Arctic'teki deniz buzunun kaybolmasından endişe ediyorlar. - Experts are worried about the loss of sea ice in the Arctic.

loss
{i} zayi
loss
{i} ask. kayıp, ölü
loss
loss of civic rightsmedeni haklardan iskat
loss
(Mukavele) kayıp, zarar, ziyan, hasar; israf
loss
harabiyet
loss
{i} tic. zarar, ziyan
الإنجليزية - الإنجليزية
{n} loss