History is a branch of the humanities.
- Tarih beşeri bilimlerin bir dalıdır.
He cut some branches off the oak tree.
- O, meşe ağacından bazı dallar kesti.
I want to dive off the cliff.
- Kayalıktan dalış yapmak istiyorum.
Pat stripped off his clothes and dived in.
- Pat elbiselerini çıkardı ve içeri daldı
The tree has too many twigs and branches.
- Ağacın pek çok sürgünleri ve dalları vardır.
Tom heard a twig crack.
- Tom bir dalın çatladığını duydu.
Why don't we duck back inside?
- Niçin içeri dalmıyoruz?
Pat stripped off his clothes and dived in.
- Pat elbiselerini çıkardı ve içeri daldı
Bill dived into the river to save the drowning child.
- Bill boğulan çocuğu kurtarmak için nehre daldı.
Tom fell back to sleep.
- Tom tekrar uykuya daldı.
Why don't we duck back inside?
- Niçin içeri dalmıyoruz?
Tom didn't have the courage to try sky diving.
- Tom'un gökyüzü dalışını deneyecek cesareti yoktu.
I get a kick from diving.
- Ben dalmaktan heyecan duyuyorum.
Mary bought Tom a copy of How to Win Friends and Influence People, by Dale Carnegie.
- Mary Tom'a Dale Carnegie tarafından yazılmış Nasıl dost kazanılır ve insanları nasıl etkilersin'in bir kopyasını satın aldı.
It is about time we bought a new microwave oven.
- Yeni bir mikro dalga fırın almamızın zamanı geldi de geçti.
The baby was sound asleep in her mother's arms.
- Bebek annesinin kucağında uykuya dalmıştı.
I fell asleep with my laptop on.
- Laptopum açıkken uykuya daldım.