dalgası

listen to the pronunciation of dalgası
التركية - الإنجليزية
wave
A sudden unusually large amount of something that is temporarily experienced

A wave of emotion overcame her when she thought about her son who was killed in battle.

A shape which alternatingly curves in opposite directions

sine wave.

To signal (someone or something) with a waving movement
A motion of a crowd caused by its members' successively putting their arms in the air, so that those in one part of the crowd do so immediately after their immediate neighbors on one side, and the crowd looks as though a disturbance is going through it
{v} to play loosely, float, beckon, put off
A phenomenon that does not have mass and therefore does not occupy space Waves travel through space
A single oscillation in matter (e g , a sound wave) Waves move outward from a point of disturbance, propagate through a medium, and grow weaker as they travel father Wave motion is associated with mechanical vibration, sound, heat, light, etc
a member of the women's reserve of the United States Navy; originally organized during World War II but now no longer a separate branch
To swing and miss at a pitch
A signal which propagates through space, much like a water wave moves through water
A sideway movement of the hand(s)
Refers to one of the separate channels in a data set It is an abbreviation for wavelength though the data for a wave may not correspond to that observed in a single wavelength band (for instance it could represent a difference or ratio or a different modality like DIC)
To raise into inequalities of surface; to give an undulating form a surface to
To move like a wave, or by floating; to waft
A general type of audio file that records actual sounds rather than instructional data as in a MIDI file
set waves in; "she asked the hairdresser to wave her hair"
If you wave or wave your hand, you move your hand from side to side in the air, usually in order to say hello or goodbye to someone. He waved at the waiter, who rushed to the table He grinned, waved, and said, `Hi!' Elaine turned and waved her hand lazily and left. Wave is also a noun. Steve stopped him with a wave of the hand Paddy spotted Mary Ann and gave her a cheery wave
a movement like that of an ocean wave; "a wave of settlers"; "troops advancing in waves"
Fig
Unevenness; inequality of surface
dalga
wave

The ear canal sends sound waves to the eardrum. - Kulak kanalı, kulak zarına ses dalgaları gönderir.

I sit in front of a computer screen all day, so I get pretty heavily bombarded by electro-magnetic waves. - Ben bütün gün bilgisayar ekranı önünde otururum, bu yüzden elektro-manyetik dalgalar tarafından oldukça şiddetli şekilde bombardıman edilirim.

darbe dalgası
(Çevre) blast wave
dalga
{i} sea

I like the waves of the Black Sea. - Karadeniz'in dalgalarını severim.

He was carried by the waves away from the shore and out to sea. - Dalgalar tarafından kıyıdan denize doğru sürüklendi.

burun dalgası
(Askeri,Havacılık) bow wave
cisim dalgası
(Çevre) body wave
dalga
jigger
dalga
gadget
dalga
(Ticaret) cycle
dalga
watering
dalga
trick
dalga
sweetie
dalga
affair
dalga
intrigue
gel-git dalgası
(Çevre) tidal wave
gelgit dalgası
tidal wave
iyonosfer dalgası
sky wave
kırılım dalgası
(Bilgisayar) refracted wave
kırınım dalgası
(Bilgisayar,Teknik) diffracted wave
pilot dalgası
pilot
suç dalgası
crime wave
testere dalgası üreteci
sawtooth generator
testere dişi dalgası
sawtooth wave
dalga
undulation
dalga
{i} billow
dalga
beam
Dalga
wawe
beyin dalgası
brain wave
dalga
waveforms
dalga
wave in
dalga
to wave
dalga
wave of
dalga
waveguide
dalga
wave to
deniz dalgası
sea wave
ses dalgası
Sound wave
X dalgası
X-wave
alarm dalgası
distress wave
alev dalgası
(Havacılık) combustion wave
aralık dalgası
back wave
cisim dalgası manyetüdü
(Çevre) body-wave magnitude
dalga
slang trick, subterfuge, deception, fast one
dalga
slang love relationship, love affair
dalga
thingummy
dalga
the wavelike pattern found in watered cloth, water, moiré
dalga
crimp
dalga
slang hashish, hash
dalga
thingumajig
dalga
slang reverie, brown study, distractedness, distraction
dalga
wave (of water, of heat or cold, of electric and magnetic field intensity)
dalga
slang a high (which comes from hashish)
dalga
thingumabob
dalga
slang situation, matter, affair
dalga
wave; undulation; trick, intrigue; gadget, jigger; affair, sweetie
dalga
slang what-do-you-call-it, thingumabob, thingumajig
dalga
slang (a) beloved, (a) love, sweetheart, sweetie, honey
dalga
slang connection, relation
deprem dalgası
earth wave
deprem dalgası
seismic wave
deprem dalgası
tsunami
deprem dalgası
tidal wave
dip dalgası
ground swell
dip dalgası
(Askeri) bottom current
elektrik dalgası
electric wave
elektron dalgası
electron wave
esneklik dalgası
(Fizik) elastic wave
gelgit dalgası
tide wave
helikopter dalgası
(Askeri) helicopter wave
heyecan dalgası
tidal wave
heyecan dalgası
shock wave
iyonosfer dalgası
ionospheric wave, sky wave
kan dalgası
rush of blood to a part of the body, flush
kelvin dalgası
(Askeri) kelvin wave
kesme dalgası
shear wave, transverse wave
koku dalgası
whiff
korku dalgası
shock wave
love dalgası
(Coğrafya) love wave
mermi dalgası
(Askeri) shell wave
met dalgası
tidal wave
moda dalgası
fashion cycle
okyanus dalgası
beachcomber
proton dalgası
proton wave
radyo dalgası
radio wave
rüzgâr dalgası
wind wave
sediment dalgası
sediment wave
sinus dalgası
(Askeri) sinusoidal wave
sinyal dalgası
signal wave
soğuk dalgası
cold wave
soğuk hava dalgası
cold wave

A cold wave hit this district. - Bir soğuk hava dalgası bu bölgeyi vurdu.

A cold wave passed over Japan. - Bir soğuk hava dalgası Japonya üzerinden geçti.

stokes dalgası
(Askeri) stokes wave
sörf dalgası
(Askeri) surf current
sıcak dalgası
heat wave
sıcak dalgası
heat wave, hot wave
sıcak hava dalgası
heat wave

We're in the second week of an unrelenting heat wave. - Biz amansız bir sıcak hava dalgasının ikinci haftasındayız.

The Japanese archipelago is struck by a terrible heat wave. - Japon takımadaları korkunç bir sıcak hava dalgası ile vuruldu.

tekne dalgası
(Askeri) boat wave
telsiz dalgası
radio wave
telsiz dalgası
(Askeri) wireless wave
uzay dalgası
space wave
vuruntu dalgası
(Otomotiv) detonation wave
yer dalgası
ground wave
yüzey dalgası
surface wave
çarpma dalgası
shock wave
şok dalgası
shock wave

The shock wave came and obliterated everything and everyone. - Şok dalgası geldi ve her şeyi ve herkesi yok etti.

التركية - التركية

تعريف dalgası في التركية التركية القاموس.

dalga
Dalga, bir fizik terimi olarak, uzay veya uzayzamanda yayılan ve sıklıkla enerjinin taşınmasına yol açan titreşime verilen isim
Dalga
talaz
Dalga
(Osmanlı Dönemi) TEYYAR
Dalga
(Osmanlı Dönemi) HÎZ
dalga
Saçların kıvrım genişliği
dalga
Deniz veya göl gibi geniş su yüzeylerinde genellikle rüzgârın, depremin vb.nin etkisiyle oluşan kıvrımlı hareket: "Rıhtıma vuran dalgaların temposu da, içimdeki ölçüye uyuyor."- H. Taner
dalga
Bir yüzeydeki kıvrım: "Geniş dalgalarla uzanıp giden ovaların yüzünde ne bir köy görünüyor, ne de ufacık olsun bir ağaç."- M. Ş. Esendal
dalga
Gizli iş, dalavere: "Film çevirme dalgasıyla para kazanıyorlardı."- S. F. Abasıyanık
dalga
Geçici aşk ilişkisi
dalga
Esrar, eroin vb. uyuşturucu maddelerin verdiği keyif durumu
dalga
Gizli iş, dalavere
dalga
Sıcak, soğuk, moda vb.nin belli bir süre etkili olan dönemi
dalga
Dalgınlık
dalga
Bir yüzeydeki kıvrım
dalga
Deniz veya göl gibi geniş su yüzeylerinde genellikle rüzgârın, depremin vb.nin etkisiyle oluşan kıvrımlı hareket
dalga
Titreşimin bir ortam içinde yayılma hareketi: "Kısık sesinin her dalgası içimi korkunç bir acıyla tırmalıyor."- H. E. Adıvar
dalga
Geçici sevgili
dalga
Belli bir süre etkili olan dönem
dalga
Titreşimin bir ortam içinde yayılma hareketi
dalga
Macera, meşru olmayan kazanç veya aşk ilişkisi
soğuk dalgası
Yoğun olarak soğuk havanın art arda gelmesi
sıcak dalgası
Atmosferde sıcaklığın yoğun olarak oluşması ve bir bölgeyi etkisi altına alması
dalgası
المفضلات