A wave of emotion overcame her when she thought about her son who was killed in battle.
sine wave.
The ear canal sends sound waves to the eardrum.
- Kulak yolu ses dalgalarını kulak zarına iletir.
I sit in front of a computer screen all day, so I get pretty heavily bombarded by electro-magnetic waves.
- Ben bütün gün bilgisayar ekranı önünde otururum, bu yüzden elektro-manyetik dalgalar tarafından oldukça şiddetli şekilde bombardıman edilirim.
The sea is pretty rough today.
- Deniz bugün oldukça dalgalı.
The little boat bobbed on the rough sea.
- Tekne dalgalı denizde şiddetle sallandı.
A cold wave passed over Japan.
- Bir soğuk hava dalgası Japonya üzerinden geçti.
A cold wave hit this district.
- Bir soğuk hava dalgası bu bölgeyi vurdu.
We're in the second week of an unrelenting heat wave.
- Biz amansız bir sıcak hava dalgasının ikinci haftasındayız.
The Japanese archipelago is struck by a terrible heat wave.
- Japon takımadaları korkunç bir sıcak hava dalgası ile vuruldu.
The shock wave came and obliterated everything and everyone.
- Şok dalgası geldi ve her şeyi ve herkesi yok etti.