The town is in a mountainous district.
- Kasaba dağlık bir bölgededir.
I used to live in a mountainous area.
- Eskiden dağlık bir bölgede yaşıyordum.
Terrace farming is widely practiced in the mountainous regions of China.
- Teras çiftçiliği Çin'in dağlık bölgelerinde yaygın olarak uygulanmaktadır.
The weather is more changeable in mountain regions than in any other district.
- Hava, dağlık bölgelerde diğer bölgelerden daha değişkendir.