Do you want to go out and get something to eat?
- Dışarıya çıkmak ve yiyecek bir şey almak ister misin?
It's fun to go out with him.
- Onunla dışarıya çıkmak eğlenceli.
Which student went out?
- Hangi öğrenci dışarı çıktı?
She went out without saying good-bye.
- Hoşça kal demeden dışarı çıktı.
He has gone out for lunch already.
- O zaten öğle yemeği için dışarı çıktı.
I'm afraid he's just gone out.
- Maalesef o az önce dışarı çıktı.