dışarı çıktı

listen to the pronunciation of dışarı çıktı
التركية - الإنجليزية
arose out
dışarı çık
went out

He neither spoke nor wept, but went out in silence. - O, ne konuştu nede ağladı, sessizce dışarı çıktı.

Which student went out? - Hangi öğrenci dışarı çıktı?

dışarı çık
gone out

He has gone out for lunch already. - O zaten öğle yemeği için dışarı çıktı.

You'll have to come back in a while: the man dealing with that business has just gone out. - Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.

dışarı çık
walkout
dışarı çıktı
المفضلات