dışarı çıkma

listen to the pronunciation of dışarı çıkma
التركية - الإنجليزية
egression
egress
bounce out
dışarı çıkmak
go out

I was obliged to go out yesterday. - Dün dışarı çıkmak zorunda kaldım.

I would rather stay at home than go out. - Dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.

dışarı çık
went out

Which student went out? - Hangi öğrenci dışarı çıktı?

I went out with my friends. - Ben arkadaşlarımla dışarı çıktım.

dışarı çıkmak
step out
dışarı çıkmak
move out

Sami wanted to move out. - Sami dışarı çıkmak istiyordu.

dışarı çıkmak
(deyim) come out for
dışarı çıkmak
protrude
dışarı çıkmak
pop out
dışarı çıkmak
(Konuşma Dili) go for
dışarı çık
gone out

He has gone out for lunch already. - O zaten öğle yemeği için dışarı çıktı.

Mother has just gone out shopping. - Anne az önce alışveriş için dışarı çıktı.

dışarı çık
walkout
dışarı çıkmak
step outside
dışarı çıkmak
climb out of
dışarı çıkmak
to go out, to pop out
dışarı çıkmak
1. to go out. 2. to defecate
dışarı çıkmak
issue
dışarı çıkmak
pass out
dışarı çıkma
المفضلات