Tom is extroverted, isn't he?
- Tom dışa dönük, değil mi?
Do introverts have shorter lives than extroverts?
- İçe dönük kimselerin dışa dönük kimselerden daha kısa ömürleri mi var?
That politician is well versed in internal and external conditions.
- O politikacı iç ve dış koşullarda deneyimlidir.
Women's faces are often more beautiful when they take their clothes off, for they then stop thinking about their external appearance.
- Kadınların yüzü giysilerini çıkardıklarında çoğunlukla daha güzeldir, zira onlar o zaman dış görünüşleri hakkında düşünmekten vazgeçerler.
Between the inner and outer planets is an asteroid belt.
- İç ve dış gezegenler arasında bir asteroit kuşağı vardır.
Is there life in outer space?
- Dış uzayda yaşam var mı?
Do introverts have shorter lives than extroverts?
- İçe dönük kimselerin dışa dönük kimselerden daha kısa ömürleri mi var?
Siamese cats are known to be extroverts.
- Siyam kedileri dışa dönük olarak bilinirler.
Do introverts have shorter lives than extroverts?
- İçe dönük kimselerin dışa dönük kimselerden daha kısa ömürleri mi var?
Sami wanted to act out his fantasies.
- Sami fantezilerini dışa vurmak istedi.
Tom is extroverted, isn't he?
- Tom dışa dönük, değil mi?
A ghost is an outward and visible sign of an inward fear.
- Bir hayalet içe dönük bir korkunun dışa dönük ve görünür işaretidir.
No matter how we try, it is impossible to distinguish good people from bad people by outward appearances.
- Ne yaparsak yapalım, iyi insanları kötü insanlardan dış görünüşlerine bakarak ayırmak imkansızdır.
Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
- Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
He is well versed in foreign affairs.
- O dışişlerinde iyi deneyimlidir.
I can't go out because I have a lot of homework.
- Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.
Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection.
- Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.
Jane offered to take care of our children when we were out.
- Jane biz dışarıda iken bizim çocuklarımıza bakmayı teklif etti.
You are off the point.
- Konunun dışına çıktın.
She doesn't get outdoors much.
- O, evin dışına fazla çıkmaz.
Tom doesn't play outdoors much.
- Tom dışarıda çok oynamaz.
Both we and the Soviets face the common threat of nuclear destruction and there is no likelihood that either capitalism or communism will survive a nuclear war.
- Biz ve sovyetler nükleer yıkımın alışılmış tehditiyle yüz yüzeyiz ve hem kapitalizmin hem komunizmin nükleer bir savaşla mücadele etmesi olasılık dışı.
Women's faces are often more beautiful when they take their clothes off, for they then stop thinking about their external appearance.
- Kadınların yüzü giysilerini çıkardıklarında çoğunlukla daha güzeldir, zira onlar o zaman dış görünüşleri hakkında düşünmekten vazgeçerler.
Don't be fooled by appearances.
- Dış görünüşlere aldanmayın.
Outside of him, no one else came to the party.
- Onun dışında, başka hiç kimse partiye gelmedi.
Shall we take this outside?
- Bunu dışarı götürelim mi?
Siamese cats are known to be extroverts.
- Siyam kedileri dışa dönük olarak bilinirler.
Do introverts not live as long as extroverts?
- İçe dönükler dışa dönükler kadar yaşamaz mı?
Despite medical advances, ectopic pregnancy remains a significant cause of maternal mortality worldwide.
- Tıbbi gelişmelere karşın dış gebelik, dünya çapındaki anne ölümlerinin önemli bir nedeni olmaya devam etmektedir.
The exosphere is the outermost layer of our atmosphere.
- Ekzosfer atmosferimizin en dış tabakasıdır.
Exoplanets are planets that are outside the solar system.
- Ötegezegenler, güneş sistemi dışındaki gezegenlerdir.
I never go out without buying something.
- Ben bir şey satın almadan asla dışarı çıkmam.
Tom couldn't sneak out of the dorm without being seen.
- Tom görülmeden yurdun dışına çıkamadı.