Mary smoothed down her skirt.
- Meryem eteğini düzeltti.
Mary smoothed her hair.
- Mary saçını düzeltti.
I'm just a plain office worker.
- Ben sadece düz bir ofis çalışanıyım.
She wore a plain blue dress.
- O, düz mavi bir elbise giydi.
Lidia has blonde straight hair.
- Lidia'nın sarı düz saçları var.
I want to go straight.
- Ben düz gitmek istiyorum.
He gave me a flat answer.
- O bana düz bir cevap verdi.
The earth is round, not flat.
- Dünya yuvarlaktır, düz değil.
I corrected even the smallest details.
- Ben en küçük ayrıntıları bile düzelttim.
Her birthday party will be held tomorrow evening.
- Onun doğum günü partisi yarın akşam düzenlenilecek.
Mary used a flat iron to straighten her hair.
- Mary saçlarını düzleştirmek için bir ütü kullandı.
Does the error occur regularly or sporadically? Is the error reproducible?
- Hata düzenli olarak mı yoksa ara sıra mı meydana geliyor? Hata yeniden üretilebilir mi?
Sixty percent of Japanese adult males drink alcoholic beverages on a regular basis.
- Yetişkin Japon erkeklerinin yüzde altmışı düzenli olarak alkollü içecekler içerler.
Rightists often dislike regulatory legislation.
- Sağcılar çoğunlukla düzenleyici mevzuatı sevmezler.
You must put these mistakes right.
- Bu hataları düzeltmelisin.
Corporate bankruptcies continued at a high level last month.
- Şirket iflasları geçen ay yüksek bir düzeyde devam etti.
Have you checked the oil level recently?
- Son zamanlarda yağ düzeyini kontrol ettin mi?
Go straight on, and you will find the store.
- Düz gidin ve mağazayı bulacaksınız.
We were arguing on different planes to the last.
- Biz farklı düzlemler üzerinde tartışıyorduk.
Geometry is based on points, lines and planes.
- Geometri noktalar, çizgiler ve düzlemlere dayalıdır.
The toilet doesn't flush properly.
- Tuvaletin sifonu düzgün çalışmıyor.
Form a straight line!
- Düz bir sıra oluşturun.
He set the table with cups, saucers, plates and chargers.
- O, masayı fincanlarla, çay bardağı tabaklarıyla, tabaklarla ve büyük düz tabaklarla donattı.
Where are the plates arranged?
- Plakalar nerede düzenlenmiş?
Mary used a flat iron to straighten her hair.
- Mary saçlarını düzleştirmek için bir ütü kullandı.