He's a dishonest salesperson. - Bu, dürüst olmayan bir satıcı.
He's a dishonest salesperson.
Bu, dürüst olmayan bir satıcı.
Sami had a dishonest relationship with Layla. - Sami, Leyla ile dürüst olmayan bir ilişkiye sahipti.
Sami had a dishonest relationship with Layla.
Sami, Leyla ile dürüst olmayan bir ilişkiye sahipti.