düdük

listen to the pronunciation of düdük
التركية - الإنجليزية
whistle

Mary played the tin whistle when she was young. - Mary küçükken oyuncak düdük çalardı.

Tom pulled out a whistle and blew it. - Tom bir düdük çıkardı ve onu üfledi.

horn
whistle, pipe
slang stupid
hooter
reed
pipe
call
fife
düdük çalmak
whistle
düdük sesi
whistle

On hearing the whistle, they started at full speed. - Onlar düdük sesini duyduklarında son hızla başladılar.

düdük gibi
1. shrill (voice). 2. short and tight (clothes)
düdük gibi
short and tight
düdük gibi kalmak
1. to be left entirely alone (through one's own fault). 2. to lose weight, get thin
düdük makarnası
1. macaroni. 2. slang stupid
düdük makarnası
clot, bumpkin
düdük sesi
hoot
düdük sesi
beep
düdük çalmak
to whistle
son düdük
(Spor) final whistle
alarm düdük başlığı
alarm whistle cap
elektrikli düdük
electric whistle
oyuncak düdük
tin whistle
التركية - التركية
Hamurlu bir yemek türü
Taşıtlarda karşı tarafı uyaran korna
Akılsız, boş kafalı
İçinden hava veya buhar geçirilince keskin ses çıkaran ve işaret vermek için kullanılan araç
(Osmanlı Dönemi) KUSSABE
düdük makarnası
İçi delik makarna
düdük makarnası
Aptal, anlayışsız
Düdükler
mezamir
Düdükler
(Osmanlı Dönemi) MEZAMİR
dilli düdük
Çok konuşkan kimse
dilli düdük
Söğüt, kavak gibi ağaçların ince dallarından veya kamıştan yapılan bir çeşit düdük
düdük

    الواصلة

    dü·dük

    النطق

    علم أصول الكلمات

    () A recent borrowing, probably from Armenian դուդուկ (duduk), itself from Ottoman Turkish دودوک (düdük).
المفضلات