Macbeth raised an army to attack his enemy.
- Macbeth, düşmanına saldırmak için bir ordu yetiştirdi.
We anticipated where the enemy would attack.
- Biz düşmanın nereden saldıracağını önceden tahmin ettik.
Entering the foe's camp is full of danger.
- Düşmanın kampına girmek tehlike doludur.
When as brothers we unite, we’ll defeat the people’s foe.
- Kardeşler olarak biz birleştiğimizde, halkın düşmanını yeneceğiz.
An adversary yesterday is a friend today.
- Dün bir düşman bugün bir dosttur.
I see that I am surrounded by hostile faces.
- Düşman yüzler tarafından kuşatıldığımı görüyorum.
I don't feel hostile toward you.
- Kendimi size karşı düşman hissetmiyorum.
Tom didn't want to antagonize Mary.
- Mary'yi düşman etmek istemiyordu.
Lex Luthor is Superman's archenemy.
- Lex Luthor Süpermen'in baş düşmanıdır.
The Joker is Batman's archenemy.
- Joker, Batman'ın baş düşmanıdır.