She spends all her time thinking about boys.
- O bütün zamanını erkek çocuklarını düşünerek geçirir.
The waitress flirted with Tom thinking that he'd leave her a larger tip.
- Garson kız onun ona daha fazla bahşiş bırakacağını düşünerek Tom'la kırıştırıyordu.
I think it'll rain today.
- Bugün yağmur yağacağını düşünüyorum.
Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
- Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
You can't expect me to always think of everything!
- Her zaman her şeyi düşünmemi bekleyemezsin.
Two people think of her as their daughter.
- İki kişi onu kızları olarak düşünüyor.
She put down her thoughts on paper.
- Düşüncelerini kağıda döktü.
Words express thoughts.
- Kelimeler düşünceleri ifade eder.
Tom pondered his next move.
- Tom onun sonraki hamlesini düşünüp taşındı.
Tom was probably pondering something.
- Tom galiba bir şeyler düşünüp duruyordu.
Tom was probably pondering something.
- Tom galiba bir şeyler düşünüp duruyordu.
Everyone listened and was very happy, thinking this wedding was both original and meaningful.
- Herkes dinledi ve çok mutluydu, düğünün özgün ve anlamlı olduğunu düşündüler.
I can not hear that song without thinking of my high school days.
- Lise günlerimi düşünmeden o şarkıyı dinleyemem.
When I contemplate the sea, I feel calm.
- Denizi düşündüğümde, sakin hissediyorum.
The doctor contemplated the difficult operation.
- Doktor zor operasyonu düşünüp taşındı.
He meditated for two days before giving his answer.
- Cevabını vermeden önce iki gün boyunca düşündü.
Tom used to meditate every morning.
- Tom her sabah düşünüp taşınırdı.
Do you think that was deliberate?
- Onun kasıtlı olduğunu düşünüyor musun?
The jury deliberated for three days.
- Jüri üç gün boyunca düşündü.
We all consider your idea to be impractical.
- Hepimiz senin fikrinin kullanışsız olduğunu düşünüyoruz.
Tom thought it would be a good idea to see a doctor.
- Tom bir doktor görmenin iyi bir fikir olacağını düşündü.
Tom's third marriage was unhappy and he was considering yet another divorce.
- Tom'un üçüncü evliliği mutsuzdu ve hâlâ bir kez daha boşanmayı düşünüyordu.
I'm considering going with them.
- Onlarla gitmeyi düşünüyorum.
It is considered impossible to travel back to the past.
- Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
Have you ever considered majoring in economics at college?
- Üniversitede iktisat bölümünde uzmanlaşmayı hiç düşündünüz mü?
All in all, after ten years of searching, my friend got married to a girl from the Slantsy region.
- Her şeyi düşünerek, on yıllık araştırmadan sonra, arkadaşım Slantsy bölgesinden bir kızla evlendi.