تعريف dört في التركية الإنجليزية القاموس.
- four
When Justin Bieber started his music career, he was fourteen years old.
- Justin Bieber müzik kariyerine başladığında on dört yaşındaydı.
The pilaf with meat is eight yuan. The vegetarian pilaf is only four yuan.
- Etli pilav sekiz yuan. Vejetaryen pilav sadece dört yuan.
- number four
My room is number fourteen on the third floor.
- Odam üçüncü katta on dört numara.
The number seven is bigger than the number four.
- Yedi numaralı sayı, dört numaralı sayıdan daha büyüktür.
- quadro
- quadruple
Sales of prescription opioids in the United States have nearly quadrupled from 1999 to 2014.
- Amerika Birleşik Devletlerinde reçeteli morfin türevi ilaçların satışları 1999'dan 2014'e kadar neredeyse dört katına çıktı.
Overdose deaths from opioids have nearly quadrupled since 1999.
- Morfin türevi ilaçlardan gelen aşırı doz ölümleri 1999'dan beri yaklaşık dört katına çıktı.
- tetrad
- quater
- tetra
- quadr
A quadriga is a chariot drawn by four horses.
- Kuadriga dört at tarafından çekilen bir arabadır.
Sales of prescription opioids in the United States have nearly quadrupled from 1999 to 2014.
- Amerika Birleşik Devletlerinde reçeteli morfin türevi ilaçların satışları 1999'dan 2014'e kadar neredeyse dört katına çıktı.
- all (sides, directions, parts)
- quaternary
- iv
- four to
- (Tıp) quad
Overdose deaths from opioids have nearly quadrupled since 1999.
- Morfin türevi ilaçlardan gelen aşırı doz ölümleri 1999'dan beri yaklaşık dört katına çıktı.
That computer has a quad-core processor.
- O telefon dört çekirdekli işlemciye sahip.
- dört gözle beklemek
- look forward
- dört gözle beklemek
- to look forward to
- dört üçgen yüzlü şekil
- tetrahedron
- dört ana yön
- (Askeri) cardinal points
- dört dönmek
- (deyim) dance attendance on
- dört dönmek
- search everywhere
- dört tekerlekten yönlendirme
- four wheel steering
- dört-iki
- (Spor) four-two
- dört kez
- four times
- dört kişilik saz heyeti
- Four-person delegation instrument
- dört kulakla dinlemek
- Be all ears
- dört yılda bir
- once in every four years
dünya şampiyonası dört yılda bir yapılır.
- dört çeker
- All-wheel-drive, four-wheel-drive
- Dört Taraflı (ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya) Standartlaştırma Anlaşması
- (Askeri) quadripartite standardization agreement
- Dört kolu eşit haç
- Greek cross
- dört adres
- four address
- dört ana yönden biri
- cardinal point
- dört atlı araba
- four in hand
- dört ayak
- all fours
The baby was crawling on all fours.
- Bebek dört ayak üstünde emekliyordu.
It crawls on all fours as a baby, then learns to walk on two legs, and finally needs a cane in old age.
- Bir bebek olarak dört ayak üzerinde emekler, sonra iki bacak üstünde yürümeyi öğrenir, sonunda yaşlılıkta bir değneye ihtiyacı olur.
- dört ayak üstünde
- on all fours
The baby was crawling on all fours.
- Bebek dört ayak üstünde emekliyordu.
- dört ayak üstüne
- on all fours
- dört ayak üstüne düşmek
- to land on one's feet, be very lucky; to get out of trouble easily
- dört ayak üzerinde
- on all fours
- dört ayak üzerine düşmek
- to land on one's feet, to fall on all fours
- dört ayaklı
- quadruped
- dört ayaklı
- quadrupedal
- dört ayaklı
- quadruped, four-legged
- dört açılı
- tetragonal
- dört açılı şekil
- tetragon
- dört başı mamur
- in perfect condition, prosperous, flourishing
- dört başı mamur
- perfect, prosperous, flourishing
- dört bir tarafı
- all around it, on all sides (of)
- dört bir tarafı/ yanı
- all around it, on all sides of it
- dört bir yandan
- from all quarters
- dört bit
- nibble
- dört boyutlu
- four-dimensional
- dört bucak
- everywhere
- dört delikli
- quadripuntal
- dört devirli
- four cycle
- dört değerli
- quadrivalent
- dört değerli atom
- tetrad
- dört direkli gemi
- four poster
- dört direkli gemi
- four master
- dört direkli karyola
- four poster
- dört duvar arasında kalmak
- to be shut in
- dört dönmek
- to search everywhere
- dört dönmek
- 1. to search desperately for a remedy. 2. to scurry around
- dört dörtlük
- perfect, excellent
- dört dörtlük
- 1. mus. whole note. 2. perfect
- dört dörtlük
- fully
- dört elementli
- quaternary
- dört elle sarılmak
- wade into
- dört elle sarılmak
- wade in
- dört elle sarılmak
- to stick heart and soul, to go at sth, to get down to sth, to knuckle down (to sth), to buckle down to sth
- dört elle sarılmak
- buckle down to
- dört elle sarılmak
- buckle oneself to
- dört elle sarılmak
- hug
- dört elle sarılmak/yapışmak
- 1. to go into (something) wholeheartedly. 2. to cling to (someone) for support and help
- dört fazlı
- four-phase
- dört gram
- (eski yunan) drachm
- dört gram
- dram
- dört gram
- drachma
- dört göz
- person wearing glasses
- dört göz
- four-eyed
- dört göz bir evlat için
- (Atasözü) All that parents do is for their children
- dört gözle bakmak
- to look carefully (at)
- dört gözle beklemek
- to wait eagerly (for)
- dört günde bir olan
- quartan
- dört günde bir tutan nöbet
- quartan fever
- dört heceli
- quadrisyllabic
- dört heceli bir ölçü
- choriamb
- dört heceli sözcük
- quadrisyllable
- dört ile gece oniki arası mesai
- swing shift
- dört istasyondan
- quadro
- dört işlem
- the four arithmetical operations
- dört kanaldan
- quadro
- dört kanaldan yapılan
- (radyo) quadro
- dört kanatlı
- four-bladed
- dört kapılı
- four door
- dört kapılı bir araba kiralamak istiyorum
- I'd like to rent a four door car
- dört kat
- fourfold
- dört katlı
- quadruplex
- dört katmanlı
- four-layer
- dört katı
- quadruple
Sales of prescription opioids in the United States have nearly quadrupled from 1999 to 2014.
- Amerika Birleşik Devletlerinde reçeteli morfin türevi ilaçların satışları 1999'dan 2014'e kadar neredeyse dört katına çıktı.
Overdose deaths from opioids have nearly quadrupled since 1999.
- Morfin türevi ilaçlardan gelen aşırı doz ölümleri 1999'dan beri yaklaşık dört katına çıktı.
- dört katına çıkarmak
- quadruple
- dört kenarlı
- quadrilateral
- dört kişilik araba
- four seater
- dört kişilik grup
- foursome
- dört kişiyiz
- We are a party of four
- dört kopya şeklinde
- in quadruplicate
- dört kopye yapmak
- quadruplicate
- dört kâğıtlı
- joint, reefer
- dört köşe
- square
A square has four corners and four sides.
- Bir karenin dört köşesi ve dört kenarı vardır.
A square has four corners.
- Bir karenin dört köşesi vardır.
- dört köşe
- foursquare
- dört köşe burç
- locking shaft
- dört köşe olmak
- to be highly pleased, be delighted
- dört köşe somun
- square nut
- dört köşe/köşeli
- four-cornered, four-sided; square
- dört köşeli
- four-cornered, quadrangular, quadrate
- dört köşeli
- quadrangular
- dört köşeli
- four-cornered
- dört köşeli
- quadrate
- dört köşeli
- square
- dört köşeli sütun
- pilaster
- dört kürekli filika
- coxed four
- dört kürekli filika dümencisi
- coxed four
- dört kürekli tekne
- four oar
- dört librelik somun
- (1.8 kg) quartern
- dört misli
- quater
- dört misli
- quadruple
- dört misli artmak
- quadruple
- dört mısralı şiir
- tetrastich
- dört mısralık şiir parçası
- quatrain
- dört nüsha olarak
- in quadruplicate
- dört nüsha yapmak
- quadruplicate
- dört oyunluk seri
- tetralogy
- dört parçalı
- quadripartite
- dört parçalı yaprak
- quatrefoil
- dört parçaya bölmek
- quarter
- dört sene süren
- quadrennial
- dört senede bir olan olay
- quadrennial
- dört sesli
- quadraphonic
- dört sesli
- quadrophonic
- dört sesli parça
- quartette
- dört sesli parça
- quartet
- dört silindirli
- four-roll, four-cylinder
- dört tabakalı
- four-layer
- dört taneden biri
- quadruplicate
- dört taraflı
- quadripartite
- dört taraftan
- on all sides
- dört teker çekişli
- fourwheel drive
- dört tekerlek freni
- fourwheel brake
- dört tekerlekli
- fourwheel
- dört tekerlekli
- four wheel
- dört tekerlekli araba
- four wheeler
- dört tekerlekten müteharrik
- fourwheel drive
- dört telli
- four-wire
- dört telli kablo
- quad
- dört tempolu bir dans
- foxtrot
- dört terimli
- quadrinomial
- dört vezinli mısra
- tetrameter
- dört yanı deniz kesilmek
- to be left without help or hope
- dört yanına bakmak/ yana bakınmak
- to look all around
- dört yapraklı
- quarto
- dört yapraklı forma
- quarto
- dört yapraklı tilki üzümü
- (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: zambakgiller,zambakiye) herb-paris
- dört yapraklı yonca
- four-leaf clover
- dört yapraklı yonca
- four leafed clover
- dört yapraklı şekil
- quatrefoil
- dört yollu
- four way
- dört yollu şalter
- four way switch
- dört yüz
- four hundred
You see, I've got only these two castles, one hundred hectares of land, six cars, four hundreds heads of cattle and twenty racer horses...
- Bakın, benim sahip olduklarım sadece bu iki kale, yüz hektar arazi, altı araba, dört yüz baş sığır ve yirmi koşu atı...
Good news! This is the four hundred forty-fourth sentence in Klingon.
- İyi haber! Bu, Klingon dilindeki dört yüz kırk dördüncü cümle.
- dört yüzlü
- tetrahedral
- dört yüzlü şekil
- tetrahedron
- dört yüzüncü yıldönümü
- quater centenary
- dört yıl süren olay
- quadrennial
- dört yılda bir olan
- quadrennial
- dört yıldızlı
- four star
- dört yıllık
- quadrennial
- dört yıllık bir süreç
- quadrennium
- dört zamanlı
- four cycle
- dört zamanlı
- four-stroke
- dört zamanlı
- four-cycle, four-stroke
- dört zamanlı
- four stroke
- dört zamanlı motor
- four stroke engine
- dört çeker
- four-wheel drive
- dört çiftle yapılan dans
- quadrille
- dört üstü
- murat üstü fortunate, prosperous, flourishing
- dört gözle beklemek
- look forward to
- dört gözle beklemek
- wait
- dört dörtlük
- consummate
- dört dörtlük
- foolproof
- dört dörtlük
- perfect
Everything must be nothing less than perfect.
- Her şey dört dörtlük olmalı.
- dört dörtlük
- excellent
- dört gözle beklemek
- wait for
- dört kere
- four times
How much is four times six?
- Dört kere altı kaç yapar?
Four times five is 20.
- Dört kere beş 20'dir.
- elli dört
- fifty-four
- dört gözle
- impatiently
- dört köşeli
- foursquare
- dört köşeli
- cubical
- dört köşeli
- tetragon
- dört misli
- fourfold
- dört yüzlü
- tetrahedron
- dört mevsim
- four seasons
- dünyanın dört bir yanından
- all over the world
- "Hercules" adıyla tanınan dört turboprop motorlu nakliye uçağı
- (Askeri) Hercules
- "Starlifter" adıyla tanınan dört türbofan motorlu nakliye uçağı
- (Askeri) Starlifter
- Allah dört gözden ayırmasın
- May God save (this child) from being an orphan
- Noel öncesi dört hafta
- Advent
- basamak dört
- (Bilgisayar) digit four
- dört dörtlük
- slap up
- dört göz
- foureyes
- dört işlem
- (Matematik) four operations
- dört köşeli
- four cornered
- dört misli
- {s} quadruplicate
- dünyanın dört bucağı
- the four corners of the earth
- dünyanın dört bucağı
- four corners of the earth
- etrafında dört dönme
- dance in attandance
- etrafında dört dönmek
- dance attandance on smb
- etrafında dört dönmek
- to hover around, pay great attention to
- etrafında dört dönmek
- to hover around
- gözünü dört açmak
- look sharp
- gözünü dört açmak
- be on the alert
- gözünü dört açmak
- to keep one's eyes skinned
- gözünü dört açmak
- be alert
- iki kere iki dört
- two times two is four
- iki kere iki dört eder gibi
- as sure as two and two is four