The pulao with meat is eight yuan. The vegetarian pulao is only four yuan.
- Etli pilav sekiz yuan. Vejetaryen pilav sadece dört yuan.
One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, ten.
- Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
Fadil was Layla's husband number four.
- Fadıl, Leyla'nın dört numaralı kocasıydı.
My room is number fourteen on the third floor.
- Odam üçüncü katta on dört numara.
Overdose deaths from opioids have nearly quadrupled since 1999.
- Morfin türevi ilaçlardan gelen aşırı doz ölümleri 1999'dan beri yaklaşık dört katına çıktı.
Sales of prescription opioids in the United States have nearly quadrupled from 1999 to 2014.
- Amerika Birleşik Devletlerinde reçeteli morfin türevi ilaçların satışları 1999'dan 2014'e kadar neredeyse dört katına çıktı.
A quadriga is a chariot drawn by four horses.
- Kuadriga dört at tarafından çekilen bir arabadır.
Overdose deaths from opioids have nearly quadrupled since 1999.
- Morfin türevi ilaçlardan gelen aşırı doz ölümleri 1999'dan beri yaklaşık dört katına çıktı.
This phone has a quad-core processor.
- Bu telefon dört çekirdekli işlemciye sahip.
Sales of prescription opioids in the United States have nearly quadrupled from 1999 to 2014.
- Amerika Birleşik Devletlerinde reçeteli morfin türevi ilaçların satışları 1999'dan 2014'e kadar neredeyse dört katına çıktı.
dünya şampiyonası dört yılda bir yapılır.
The baby was crawling on all fours.
- Bebek dört ayak üstünde emekliyordu.
It crawls on all fours as a baby, then learns to walk on two legs, and finally needs a cane in old age.
- Bir bebek olarak dört ayak üzerinde emekler, sonra iki bacak üstünde yürümeyi öğrenir, sonunda yaşlılıkta bir değneye ihtiyacı olur.
The baby was crawling on all fours.
- Bebek dört ayak üstünde emekliyordu.
Overdose deaths from opioids have nearly quadrupled since 1999.
- Morfin türevi ilaçlardan gelen aşırı doz ölümleri 1999'dan beri yaklaşık dört katına çıktı.
Sales of prescription opioids in the United States have nearly quadrupled from 1999 to 2014.
- Amerika Birleşik Devletlerinde reçeteli morfin türevi ilaçların satışları 1999'dan 2014'e kadar neredeyse dört katına çıktı.
A square has four corners.
- Bir karenin dört köşesi vardır.
A square has four corners and four sides.
- Bir karenin dört köşesi ve dört kenarı vardır.
Four hundred fifty black pilots were in the group.
- Dört yüz elli siyah pilot gruptaydı.
One hundred, two hundred, three hundred, four hundred, five hundred, six hundred, seven hundred, eight hundred, nine hundred, one thousand.
- Yüz, iki yüz, üç yüz, dört yüz, beş yüz, altı yüz, yedi yüz, sekiz yüz, dokuz yüz, bin.
Everything must be nothing less than perfect.
- Her şey dört dörtlük olmalı.
Four times five is 20.
- Dört kere beş 20'dir.
How much is four times six?
- Dört kere altı kaç yapar?