döndürme

listen to the pronunciation of döndürme
التركية - الإنجليزية
veer
turning

Turning the steering wheel makes the car turn. - Direksiyonu döndürmek arabayı döndürür.

twisting
rotational stretching exercises
turning, rotating something
spinning
rejection; returning, sending back
winding
wring
(Bilgisayar) roll
(Pisikoloji, Ruhbilim) conversion
belt drive
twist
twirling
(Bilgisayar) rotation
(Telekom) slewing
circumvolution
turn

The young sorceress was ordered to turn Tom back into a human, after the teachers learned of her prank. - Öğretmenler onun eşek şakasını öğrendikten sonra genç büyücü kadına Tom'u tekrar bir insana döndürmesi buyruldu.

Turning the steering wheel makes the car turn. - Direksiyonu döndürmek arabayı döndürür.

döndürmek
turn

Turning the steering wheel makes the car turn. - Direksiyonu döndürmek arabayı döndürür.

döndürmek
{f} spin
döndürmek
rotate
döndürme mili
torque shaft
dön
{f} turn

This catterpillar will turn into a beautiful butterfly. - Bu tırtıl harika bir kelebeğe dönüşecek.

The leaves of the trees turn yellow in fall. - Ağaçların yaprakları sonbaharda sarıya döner.

döndürmek
reverse
döndürmek
wind
döndürmek
{f} twiddle
döndürmek
turnover
döndürmek
turn round
döndürmek
{f} twirl
döndürmek
flip over
döndürmek
{f} whirl
dön
(Bilgisayar) transform

Caterpillars transform into butterflies while they're in a cocoon. - Tırtıllar koza içerisindeyken kelebeğe dönüşür.

The caterpillar transformed into a beautiful butterfly. - Tırtıl güzel bir kelebeğe dönüştü.

dön
wheel

Who were you with on the Ferris wheel? - Dönme dolapta kimle birlikteydin?

What I like best is going on Ferris wheels. - Dönme dolaba binmek benim en sevdiğim şeydir.

döndürmek
swing
döndürmek
run
döndürmek
twist
döndürmek
swirl
döndürmek
defect
döndürmek
manage
döndürmek
turn on
döndürmek
thread
tork döndürme momenti
(Otomotiv) torque
dön
{f} veering

I saw his car veering to the right. - Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.

dön
back down

Tom refused to back down. - Tom sözünden dönmeyi reddetti.

Tom can't back down now. - Tom şimdi sözünden dönemez.

dön
{f} twirl
dön
veer

I saw his car veering to the right. - Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.

dön
{f} rotating

At the equator, the Earth is rotating at a speed of about about 2200 kilometers per hour. - Ekvatorda, Dünya yaklaşık saatte 2200 kilometre hızla dönüyor.

The Earth is rotating from West to East. - Dünya batı'dan doğuya doğru dönüyor.

dön
return to

I'll return to get my handbag. - Ben el çantamı almak için geri döneceğim.

The president was forced to return to Washington. - Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı.

döndürmek
convert
döndürmek
revolve
döndürmek
flip
döndürmek
turn aside
döndürmek
twine
döndürmek
swivel
dön
revert
döndürmek
return
döndürmek
swivel firdöndü
Döndürmek
Rotate , spin
boyut ve döndürme
(Bilgisayar) size and rotate
dön
sheer
dön
return

He returned home from Europe in 1941, when the war broke out. - O, 1941'de, savaş patlak verdiğinde Avrupa'dan evine döndü.

After a long absence, she returned home. - Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.

döndürmek
swerve
döndürmek
veer
döndürmek
to turn, rotate
döndürmek
roll
döndürmek
turn over
döndürmek
slew round
döndürmek
to drive (someone) (wild, crazy)
döndürmek
to fail (a student) for the year
döndürmek
wind up
döndürmek
slue
döndürmek
veer round
döndürmek
(gemi) round off
döndürmek
(topaç vb.) whip
döndürmek
deflect
döndürmek
to send back
döndürmek
turn inside out
döndürmek
slue round
döndürmek
to pull (a trick)
döndürmek
to turn, to rotate; to wind, to spin; to reverse; to revolve; to turn into, to make, to drive; to manage, to run; to fail, to flunk; to change (the subject); to convert
döndürmek
wheel

Turning the steering wheel makes the car turn. - Direksiyonu döndürmek arabayı döndürür.

döndürmek
slew
döndürmek
(Hukuk) to revolve
döndürmek
troll
eski haline döndürme
rehabilitation
kutu döndürme tertibatı
box turning device
ters döndürme
eversion
tersine döndürme
everting
التركية - التركية
Yufka ekmek ve yumurtanın yağda pişirilmesi ile yapılan yemek
Döndürmek işi, irca, tahvil
Döndürmek işi, irca, tahvil: "Yüzünü benden yana döndürmesini bekledim."- S. F. Abasıyanık
Tavada pişirilen haşhaşlı pide
Tava da pişirilen haşhaşlı pide
irca
Döndürmek
(Osmanlı Dönemi) MÜNASEHA
Döndürmek
bükmek
Döndürmek
(Osmanlı Dönemi) TAHVİL
Döndürmek
(Osmanlı Dönemi) CEYZ
Döndürmek
(Osmanlı Dönemi) ASD
Döndürmek
(Osmanlı Dönemi) TERKİS
Döndürmek
(Osmanlı Dönemi) ZEYY
Döndürmek
(Osmanlı Dönemi) TESAHSU'
döndürmek
Çevirmek, ... bir duruma getirmek
döndürmek
Dönmesini sağlamak
döndürmek
Başarısız saymak
döndürmek
Düzene koymak, yönetmek
döndürmek
Dönmesini sağlamak: "Oğlu başını arkaya döndürdü."- H. R. Gürpınar. Çevirmek, ... bir duruma getirmek
döndürme
المفضلات