döndürme

listen to the pronunciation of döndürme
التركية - الإنجليزية
veer
turning

Turning the steering wheel makes the car turn. - Direksiyonu döndürmek arabayı döndürür.

twisting
rotational stretching exercises
turning, rotating something
spinning
rejection; returning, sending back
winding
wring
(Bilgisayar) roll
(Pisikoloji, Ruhbilim) conversion
belt drive
twist
twirling
(Bilgisayar) rotation
(Telekom) slewing
circumvolution
turn

Turning the steering wheel makes the car turn. - Direksiyonu döndürmek arabayı döndürür.

The young sorceress was ordered to turn Tom back into a human, after the teachers learned of her prank. - Öğretmenler onun eşek şakasını öğrendikten sonra genç büyücü kadına Tom'u tekrar bir insana döndürmesi buyruldu.

döndürmek
turn

Turning the steering wheel makes the car turn. - Direksiyonu döndürmek arabayı döndürür.

döndürmek
{f} spin
döndürmek
rotate
döndürme mili
torque shaft
dön
{f} turn

Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago. - Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.

Mr Smith has not turned up yet though he promised to come. - Gelmek için söz verdiği halde Bay Smith henüz dönmedi.

döndürmek
reverse
döndürmek
wind
döndürmek
{f} twiddle
döndürmek
turnover
döndürmek
turn round
döndürmek
{f} twirl
döndürmek
flip over
döndürmek
{f} whirl
dön
(Bilgisayar) transform

This differential equation can be easily solved by Laplace transform. - Bu diferansiyel denklemler Laplace dönüşümüyle kolayca çözülebilir.

A steam engine is a machine by means of which heat is transformed into work. - Bir buhar makinesi onun vasıtasıyla ısının işe dönüştürüldüğü bir makinedir.

dön
wheel

Do you know who invented the Ferris wheel? - Dönme dolabı kimin icat ettiğini biliyor musun?

The world's first Ferris wheel was built in Chicago. It was named after its contructor, George Washington Gale Ferris, Jr. - Dünyanın ilk dönme dolabı Şikago'da yapıldı. Ona yapımcısının adı verildi, George Washington Gale Ferris, Jr.

döndürmek
swing
döndürmek
run
döndürmek
twist
döndürmek
swirl
döndürmek
defect
döndürmek
manage
döndürmek
turn on
döndürmek
thread
tork döndürme momenti
(Otomotiv) torque
dön
{f} veering

I saw his car veering to the right. - Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.

dön
back down

Tom can't back down now. - Tom şimdi sözünden dönemez.

Tom isn't going to back down. - Tom sözünden dönmeyecek.

dön
{f} twirl
dön
veer

I saw his car veering to the right. - Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.

dön
{f} rotating

There is a rotating restaurant at the top of this tower. - Bu kulenin tepesinde döner restoran var.

At the equator, the Earth is rotating at a speed of about about 2200 kilometers per hour. - Ekvatorda, Dünya yaklaşık saatte 2200 kilometre hızla dönüyor.

dön
return to

The boy's plan was to study medicine and return to Saint Croix as a doctor. - Çocuğun planı, tıp öğrenimi yapmak ve bir doktor olarak Saint Croix'a dönmekti.

The president was forced to return to Washington. - Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı.

döndürmek
convert
döndürmek
revolve
döndürmek
flip
döndürmek
turn aside
döndürmek
twine
döndürmek
swivel
dön
revert
döndürmek
return
döndürmek
swivel firdöndü
Döndürmek
Rotate , spin
boyut ve döndürme
(Bilgisayar) size and rotate
dön
sheer
dön
return

He returned home from Europe in 1941, when the war broke out. - O, 1941'de, savaş patlak verdiğinde Avrupa'dan evine döndü.

When will you return? - Ne zaman geri döneceksin?

döndürmek
swerve
döndürmek
veer
döndürmek
to turn, rotate
döndürmek
roll
döndürmek
turn over
döndürmek
slew round
döndürmek
to drive (someone) (wild, crazy)
döndürmek
to fail (a student) for the year
döndürmek
wind up
döndürmek
slue
döndürmek
veer round
döndürmek
(gemi) round off
döndürmek
(topaç vb.) whip
döndürmek
deflect
döndürmek
to send back
döndürmek
turn inside out
döndürmek
slue round
döndürmek
to pull (a trick)
döndürmek
to turn, to rotate; to wind, to spin; to reverse; to revolve; to turn into, to make, to drive; to manage, to run; to fail, to flunk; to change (the subject); to convert
döndürmek
wheel

Turning the steering wheel makes the car turn. - Direksiyonu döndürmek arabayı döndürür.

döndürmek
slew
döndürmek
(Hukuk) to revolve
döndürmek
troll
eski haline döndürme
rehabilitation
kutu döndürme tertibatı
box turning device
ters döndürme
eversion
tersine döndürme
everting
التركية - التركية
Yufka ekmek ve yumurtanın yağda pişirilmesi ile yapılan yemek
Döndürmek işi, irca, tahvil
Döndürmek işi, irca, tahvil: "Yüzünü benden yana döndürmesini bekledim."- S. F. Abasıyanık
Tavada pişirilen haşhaşlı pide
Tava da pişirilen haşhaşlı pide
irca
Döndürmek
(Osmanlı Dönemi) MÜNASEHA
Döndürmek
bükmek
Döndürmek
(Osmanlı Dönemi) TAHVİL
Döndürmek
(Osmanlı Dönemi) CEYZ
Döndürmek
(Osmanlı Dönemi) ASD
Döndürmek
(Osmanlı Dönemi) TERKİS
Döndürmek
(Osmanlı Dönemi) ZEYY
Döndürmek
(Osmanlı Dönemi) TESAHSU'
döndürmek
Çevirmek, ... bir duruma getirmek
döndürmek
Dönmesini sağlamak
döndürmek
Başarısız saymak
döndürmek
Düzene koymak, yönetmek
döndürmek
Dönmesini sağlamak: "Oğlu başını arkaya döndürdü."- H. R. Gürpınar. Çevirmek, ... bir duruma getirmek
döndürme
المفضلات