Mr Smith has not turned up yet though he promised to come.
- Gelmek için söz verdiği halde Bay Smith henüz dönmedi.
This catterpillar will turn into a beautiful butterfly.
- Bu tırtıl harika bir kelebeğe dönüşecek.
The caterpillar transformed into a beautiful butterfly.
- Tırtıl güzel bir kelebeğe dönüştü.
Caterpillars transform into butterflies while they're in a cocoon.
- Tırtıllar koza içerisindeyken kelebeğe dönüşür.
The world's first Ferris wheel was built in Chicago. It was named after its contructor, George Washington Gale Ferris, Jr.
- Dünyanın ilk dönme dolabı Şikago'da yapıldı. Ona yapımcısının adı verildi, George Washington Gale Ferris, Jr.
What I like best is going on Ferris wheels.
- Dönme dolaba binmek benim en sevdiğim şeydir.
I saw his car veering to the right.
- Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.
Tom certainly doesn't seem like the kind of person that would back down.
- Tom kesinlikle sözünden dönecek bir insan tipi gibi görünmüyor.
Tom refused to back down.
- Tom sözünden dönmeyi reddetti.
I saw his car veering to the right.
- Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.
The Earth is rotating from West to East.
- Dünya batı'dan doğuya doğru dönüyor.
At the equator, the Earth is rotating at a speed of about about 2200 kilometers per hour.
- Ekvatorda, Dünya yaklaşık saatte 2200 kilometre hızla dönüyor.
I'll return to get my handbag.
- Ben el çantamı almak için geri döneceğim.
He left the Mexican capital to return to Texas.
- O Texas'a dönmek için Meksika başkentinden ayrıldı.
Tom looked down upon the city from the dizzying height of the skyscraper.
- Tom gökyüzünün baş döndürücü yüksekliğinden şehre baktı.
Tom was starting to feel very dizzy.
- Tom çok baş döndürücü hissetmeye başlamıştı.
After I returned from Turkey, my Turkish deteriorated.
- Türkiye'den döndükten sonra Türkçem zayıfladı.
He returned home from Europe in 1941, when the war broke out.
- O, 1941'de, savaş patlak verdiğinde Avrupa'dan evine döndü.