dön mek

listen to the pronunciation of dön mek
التركية - الإنجليزية
Customers providing
dönmek
turn

It's too late to turn back now. - Şimdi geri dönmek için çok geç.

It's too late to turn back. - Geri dönmek için çok geç.

dönmek
{f} return

In order to return to our era, what should we do? - Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?

I must return home within a week. - Bir hafta içinde eve dönmek zorundayım.

dönmek
{f} rotate
dönmek
turn back

It's too late to turn back. - Geri dönmek için çok geç.

We're going to have to turn back. - Geri dönmek zorunda kalacağız.

dönmek
come back

Do you want to come back to my office? - Ofisime geri dönmek istiyor musun?

You may go out only if you come back soon. - Kısa sürede geri dönmek şartıyla dışarı çıkabilirsin.

dönmek
revolve
dönmek
{f} spin
dönmek
turn up
dönmek
{f} twist
dönmek
{f} wheel
dönmek
bear
dönmek
circle
dönmek
go back

Tom had to go back the way he'd come. - Tom geldiği yoldan geri dönmek zorunda kaldı.

Do you think I'm too old to go back to school? - Benim okula geri dönmek için çok fazla yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?

dönmek
pivot
dönmek
swerve
dönmek
get back

The last time I called her she told me that she wants to get back to Italy. - Onu son kez aradığımda, bana İtalya'ya geri dönmek istediğini söyledi.

The last time I called her she told me that she wants to get back to Italy. - Onu son aradığımda, bana İtalya'ya dönmek istediğini söyledi.

dönmek
devolve
dönmek
circumvolve
dönmek
start back
dönmek
trundle
dönmek
break a promise
dönmek
roll
dönmek
gyre
dönmek
turn on
dönmek
back down
dönmek
(Dilbilim) circle over
dönmek
(Otomotiv) swivel
dönmek
go round
dönmek
(Askeri) haul
dönmek
curve
dönmek
cant
dönmek
switch
dönmek
eddy
dönmek
swirl
dönmek
switch to
dönmek
(Latin) averto
dönmek
break
dönmek
change into
dönmek
defect
dönmek
change one's religion
dönmek
{f} face
dönmek
{f} swim
dönmek
turn round
dönmek
depart
dönmek
arrive
dönmek
turn into
dönmek
tergiversate
dönmek
relapse
dönmek
come round
dönmek
veer
dönmek
depart from
dönmek
get back into
dönmek
front
dönmek
return , revert
dönmek
to turn into, become
dönmek
(din) apostatize
dönmek
budge from
dönmek
to turn, revolve, rotate, spin
dönmek
(gemi) put about
dönmek
to renounce (a cause, a claim to or for something). döne döne by turning, by spinning. dönüp dolaşmak to walk back and forth
dönmek
wheel about
dönmek
get round
dönmek
(for weather, circumstances) to change
dönmek
chop about
dönmek
to change (one's plans); to break (a promise)
dönmek
( den) sheer from
dönmek
to be converted (to another religion or point of view)
dönmek
return to

The president was forced to return to Washington. - Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı.

In order to return to our era, what should we do? - Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?

dönmek
(for something tricky) to be going on
dönmek
to repeat, stay back in class
dönmek
(yatakta) turn over
dönmek
come home
dönmek
to return, go back, come back
dönmek
to make a turn (at), turn
dönmek
to turn; to return, to turn back, to come back, to go back, to get back; to turn into, to become, to change into/to; to change; to go round; to swing; to spin; to swivel; to swerve; to gyrate; (baş) to whirl, to swim, to spin; to change one's religion, to
dönmek
go back on

I think I have to go back on a diet after Christmas. - Sanırım ben Noel'den sonra diyete geri dönmek zorundayım.

dönmek
to turn (toward)
dönmek
call back
dönmek
deflect
dönmek
gyrate
dönmek
chop round
dönmek
(dininden) abjure
dönmek
recall
dönmek
change one's mind
dönmek
{f} swing
dönmek
come

Tom had to go back the way he'd come. - Tom geldiği yoldan geri dönmek zorunda kaldı.

If you don't want to come back, I'll understand. - Geri dönmek istemiyorsan, anlarım.

dönmek
{f} recant
dönmek
{f} screw
dönmek
{f} whirl
dönmek
{f} slew
dönmek
{f} slue
dönmek
{f} regress
dönmek
{f} renege
dönmek
deviate
dönmek
convert
dönmek
{f} repass
dönmek
{f} tumble
dönmek
stay

Tom would've liked to stay longer, but he had to get back to the office. - Tom daha uzun kalmak isterdi ama ofise geri dönmek zorundaydı.

Tom wanted to stay in Boston for a few more days, but he had to get back to Chicago. - Tom Boston'da birkaç gün daha kalmak istedi ama Şikago'ya dönmek zorundaydı.

dönmek
{f} reel
dönmek
turn one's coat
dönmek
{f} round
dönmek
wheel around
dönmek
veer round
dönmek
{f} revert
dönmek
{f} swallow
dönmek
abjure
التركية - التركية

تعريف dön mek في التركية التركية القاموس.

Dönmek
(Osmanlı Dönemi) TEDEHDÜH
Dönmek
(Osmanlı Dönemi) TATAVVÜF
Dönmek
(Osmanlı Dönemi) CEVLE
Dönmek
(Osmanlı Dönemi) TELEBBÜT
dönmek
Geri gelmek, geri gitmek: "Ertesi gün aynı yoldan Bodrum'a döndük."- Halikarnas Balıkçısı
dönmek
Sınıfta kalmak
dönmek
Bir şeyi andıracak duruma girmek, benzemek: "Dikmen yolları, mabede adak için gidenlerin yollarına dönmüştü."- A. Gündüz
dönmek
Bırakılan bir konu veya işe başlamak; söz konusu etmek, hatırlamak
dönmek
Yönelmek
dönmek
Hileyle, gizlice yapılmak
dönmek
Yönetilmek, düzene konulmak, çekip çevrilmek
dönmek
Durumdan duruma geçmek, değişmek, olduğundan daha değişik bir durum almak, benzemek
dönmek
Kendi ekseni üzerinde veya başka bir şeyin dolayında hareket etmek: "İçeride anahtarın acı bir gıcırtısıyla döndüğünü duydum."- Y. Z. Ortaç
dönmek
Sapmak: "Gülümseyerek bir köşeyi döndü."- P. Safa
dönmek
Durumdan duruma geçmek, değişmek, olduğundan daha değişik bir durum almak, benzemek: "Erkekler tekaüt olunca çocuğa dönüyorlar."- R. N. Güntekin
dönmek
Geri gelmek, geri gitmek
dönmek
Sınıfta kalmak. İnanç, din veya düşüncesini değiştirmek: "... annesinin İtalyan Yahudisi iken döndüğünü söylemişti."- Ö. Seyfettin
dönmek
Belirli bir yerde dolaşmak
dönmek
Bir şeyi andıracak duruma girmek, benzemek
dönmek
Kendini bir yandan bir yana çevirmek
dönmek
Söz konusu etmek, hatırlamak: "Biz yine onun gençliğine, lise öğretmeni olduğu zamana dönelim."- H. Taner
dönmek
Bırakılan bir konu veya işe başlamak
dönmek
Sapmak
dönmek
Hileyle, gizlice yapılmak: "Burada bir şeyler oluyor, bir şeyler dönüyor, ama anlayamıyorum."- R. H. Karay
dönmek
Yönelmek: "Babam birdenbire bana döndü."- S. F. Abasıyanık
dönmek
Kendi ekseni üzerinde veya başka bir şeyin dolayında hareket etmek
dönmek
İnanç, din veya düşüncesini değiştirmek
dön mek
المفضلات