Tom has no permanent address.
- Tom'un hiçbir daimi adresi yok.
It is difficult to find a well paid permanent job.
- İyi ücretli daimi bir iş bulmak zordur.
Life seems to have been a constant struggle for her ever since she left home.
- Evi terk ettiğinden beri hayat onun için daimi bir mücadele haline geldi.
The only thing constant in this world is change.
- Bu dünyada daimi tek şey değişimdir.
Eric is an eternal optimist.
- Eric daimi bir iyimserdir.