Bu zalim soğuk bir adamı kendi sesinden korkutabilirdi.
- This cruel cold could make a man afraid of his own voice.
İnsanlar zalim hükümdara direndi.
- The people resisted their cruel ruler.
Bu son derece acımasız bir savaştı.
- It was an extremely cruel war.
Bu acımasız kaderin güzel bir örneği.
- It's a perfect example of cruel fate.
Neden her zaman bu kadar gaddar olmak zorundasın?
- Why do you always have to be so cruel?
Merhametsiz adalet zulümdür, adaletsiz merhamet yok olmanın anasıdır.
- Justice without mercy is cruelty; mercy without justice is the mother of dissolution.
Tom'a yaptığın korkunçtu.
- What you did to Tom was cruel.
Bu son derece acımasız bir savaştı.
- It was an extremely cruel war.
Onun acımasız sözleriyle çok yaralandı.
- He was very hurt by her cruel words.
Neden dünya bana karşı çok acımasız?
- Why is the world so cruel to me?
Neden her zaman bu kadar gaddar olmak zorundasın?
- Why do you always have to be so cruel?
The supervisor was very cruel to Josh, as he would always give Josh the hardest, most degrading work he could find.