Entelektüel karşıtlık, çoğunlukla elitizm'i eleştirmenin kılık değiştirmesiyle ifade edilir.
- Anti-intellectualism is often couched in the disguise of criticizing elitism.
Eleştirmek, yapmaktan daha kolaydır.
- Criticizing is easier than doing.
O bir eleştirmen olarak gittikçe daha çok ünlü oldu.
- He became more and more famous as a critic.
Müzik konusunda o, en ünlü eleştirmenlerden biridir.
- With regards to music, he is one of the most famous critics.
Genel bir kural olarak, eleştirmek kolaydır ama alternatif öneri üretmek zordur.
- As a general rule, it's simple to criticize, but difficult to produce alternative suggestions.
Hiç kimse onun eylemlerini eleştirmek için herhangi bir neden bulmadı.
- No one found any reason to criticize his actions.
Cumhuriyetçi Parti liderleri Başkan Hayes'i eleştirdi.
- Republican Party leaders criticized President Hayes.
Bu derginin editörü ve yayıncısı bazı okuyucular tarafından eleştirildi.
- The editor and publisher of this magazine was criticized by some readers.
O, kritik durumdaydı.
- He was in critical condition.
Bu kadar kritik olmayın.
- Do not be so critical.
Tom'un bir sürü muhalifleri vardı.
- Tom had many critics.
Bu yazar ABD'nin bir süper güç olarak rolünün önde gelen bir muhalifidir.
- This author is a prominent critic of the role of the United States as a superpower.
Bu kadar eleştirici olmayın.
- Don't be so critical.
criticize= revealing or pointing out wrong or foulty points, maybe not making a judgement (considering living in democracy and freedom, unless it is a Monocracy).
... criticizing it as really cheesy, which it is. ...
... I'm not criticizing them for the need of their problem. ...