Sıfırdan bir ülke yaratmada bir deney gerçekleştirin.
- Perform an experiment in creating a country from scratch.
Küçük kozmetik detaylar hakkında endişelenerek zaman kaybetmektense web sitemiz için içerik yaratarak zamanımızı harcamalıyız.
- We should spend our time creating content for our website rather than wasting time worrying about minor cosmetic details.
O bir suçun öyküsünü yaratmada iyidir.
- She's good at creating the narrative of a crime.
Din hala kullanımda olan çeşitli takvimleri yaratmada çok önemli bir rol oynamıştır.
- Religion played a very important role in creating the various calendars still in use.
Biz hiç yeni sorunlar yaratmak istemiyoruz.
- We don't want to create any new problems.
Yeni bir web sitesi yaratmak zorundayım.
- I have to create a new website.
Zayıflamanın tek yolu yediğinden daha fazla kalori yakarak bir kalori açığı oluşturmaktır.
- The only way to lose weight is to create a caloric deficit by burning more calories than you eat.
Web sitesi oluşturmak için birini arıyorum.
- I'm looking for someone to create a website.
Biz hiç yeni sorunlar yaratmak istemiyoruz.
- We don't want to create any new problems.
Yeni bir web sitesi yaratmak zorundayım.
- I have to create a new website.
Bir iPad app oluşturmanın bu kadar zor olacağını asla düşünmemiştim.
- I never thought it'd be this hard to create an iPad app.
Ünlü yazar bir başka en çok satan kitabı oluşturdu.
- The famous author created another best-selling book.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.
- Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website.
Başka bir deyişle, biz zaman yaratırız, biz zaman yapıcılarıyız ve biz zamanı istediğimizi yapmak için yaratırız.
- In other words, we create time, we are time-makers, and we create it in order to do whatever we want to.
Biz ayrıca ayrı sigara içme bölümü yapmak zorunda kalacağız.
- We'll also have to create a separate smoking section, won't we?
For this reason a man will leave his father and mother and be united to his wife, and they will become one flesh - Genesis 2:24.
According to the Bible, God created the universe in six days.
A sudden chemical spill on the highway created a chain-collision which created a record traffic jam.
Couturiers create exclusive garments for an affluent clientele.
Children usually enjoy creating, never mind if it's of any use.
Under the concordate with Belgium, at least one Belgian clergyman must be created cardinal; by tradition, every archbishop of Mechelen is thus created a cardinal.
Henry VIII created him a Duke.
... Battle of Hastings, creating the modern British monarchy. In fact, British history dates ...
... creating tens of thousands of jobs all across the country. That's why we've kept on ...