Onlar sentetik yaşam formu yaratmak istiyor.
- They want to create a synthetic life form.
İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.
- Human beings are created to create things.
Akıllı telefonlar için bir uygulama oluşturmak çok zor mudur?
- Is it very difficult to create an app for smartphones?
Zayıflamanın tek yolu yediğinden daha fazla kalori yakarak bir kalori açığı oluşturmaktır.
- The only way to lose weight is to create a caloric deficit by burning more calories than you eat.
Yeni bir web sitesi yaratmak zorundayım.
- I have to create a new website.
Onlar sentetik yaşam formu yaratmak istiyor.
- They want to create a synthetic life form.
Onların şirketi kırk yeni iş oluşturdu.
- Their company created forty new jobs.
Ben bir örnek oluşturursam, onu benim için düzeltir misin?
- If I create an example, will you correct it for me?
354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.
- Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website.
Alma-Ata halkı, haydi çocuk dostu bir şehir yaratalım!
- People of Almaty, let us create a child-friendly city!
Başka bir deyişle, biz zaman yaratırız, biz zaman yapıcılarıyız ve biz zamanı istediğimizi yapmak için yaratırız.
- In other words, we create time, we are time-makers, and we create it in order to do whatever we want to.
James Cameron film yapmak için yeni bir yol ortaya çıkardı.
- James Cameron created a new way to make movies.
According to the Bible, God created the universe in six days.
A sudden chemical spill on the highway created a chain-collision which created a record traffic jam.
Couturiers create exclusive garments for an affluent clientele.
Children usually enjoy creating, never mind if it's of any use.
Under the concordate with Belgium, at least one Belgian clergyman must be created cardinal; by tradition, every archbishop of Mechelen is thus created a cardinal.
Henry VIII created him a Duke.
... And that creates a network -- and maybe they'll end up using ...
... lt creates a need for government. ...