susamaktan kendimi alamıyorum
- I can't help being thirsty.
Tom susuzluktan ölüyordu.
- Tom was dying of thirst.
Biz sadece aç değiliz fakat aynı zamanda susuzluk da çekiyoruz.
- Not only were we hungry, but we were also suffering from thirst.
O, şöhrete susamıştır.
- He is thirsty for fame.
Kimi yiyecekler bizleri susatırlar.
- Some kinds of food make us thirsty.
Tom Mary'ye içecek bir şey teklif etti ama o susamadığını söyledi.
- Tom offered Mary something to drink, but she said she wasn't thirsty.
susamaktan kendimi alamıyorum
- I can't help being thirsty.