Bu çok küçük ve sıkışık.
- It's very small and cramped.
Bu sıkışık odadan elimden geldiğince çabuk taşınmak istiyorum.
- I want to move out of this cramped room as soon as I can.
Biraz kasılmış olacak.
- It's going to be a little cramped.
Tom'un bacağında bir kramp var.
- Tom had a cramp in his leg.
Özel günümde kötü kramplarım oluyor.
- I have bad cramps when I have my period.
You're cramping my style.
You're going to need to cramp the wheels on this hill.