Birçok kitap için, kapaklar çok uzaktadır.
- For many books, the covers are too far apart.
Sonbaharda, fanlar üzerine kapaklar konur.
- In the fall, covers are put over the fans in trains.
Birçok kitap için, kapaklar çok uzaktadır.
- For many books, the covers are too far apart.
Tom dergi kapakları yapıyor.
- Tom is making magazine covers.
Leyla izlerini örtmek için evi yaktı.
- Layla torched the house to cover her tracks.
Fadıl açgözlülüğünü örtmek için uçlara gitti.
- Fadil went to extremes to cover up his greed.
O, arabasının üzerine bir örtü koydu.
- He put a cover over his car.
Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.
- Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering.
Ben gece motosikletimin üstüne bir kılıf koyduğumu sağlama alırdım.
- I used to make sure I put a cover over my motorcycle at night.
Tom arabasının üstüne bir kılıf koydu.
- Tom put a cover over his car.
Bu halı bütün yeri kaplamak için yeterince büyük.
- This carpet is big enough to cover the whole floor.
Duvarları kaplamak için eski gazetelere ihtiyacım var.
- I need old newspapers to cover the walls.
Tüm defter kapaklarımın üzerine adımı yazdım.
- I wrote my name on the cover of all my notebooks.
Sonbaharda, fanlar üzerine kapaklar konur.
- In the fall, covers are put over the fans in trains.
Deniz dünya yüzeyinin yaklaşık dörtte üçünü kapsamaktadır.
- The sea covers nearly three-fourths of the earth's surface.
Devriye arabaları alanının tamamını kapsamaktadır.
- The patrol cars cover the whole of the area.
Tom izlerini kapatmak için elinden geleni denedi böylece yüzünü kurtarabildi.
- Tom tried his best to cover his tracks so he could save face.
Sami izlerini kapatmak istedi.
- Sami wanted to cover his tracks.
Burada boy hedefiyiz. Bir paravana bulmamız gerekiyor.
- We're sitting targets here. We need to find cover.
Kapıyı örten bir perde vardı.
- There was a curtain which was covering the door.
Bu halı bütün yeri kaplamak için yeterince büyük.
- This carpet is big enough to cover the whole floor.
Su, yeryüzünün yaklaşık %70'ini kaplamaktadır.
- Water covers about 70% of the earth.
Onun kaybını karşılamak zorundayım.
- I have to cover his loss.
O, masrafları karşılamak için yeterli paradır.
- That's enough money to cover the expenses.
Bu sigorta her şeyi kapsar.
- This insurance covers everything.
Normal aşınma ve yıpranma garanti kapsamında değildir.
- The warranty doesn't cover normal wear and tear.
Sigorta buradaki her şeyi kapsar.
- The insurance covers everything here.
Bu sigorta her şeyi kapsar.
- This insurance covers everything.
Tepe tamamen karla kaplıydı.
- The hill was all covered with snow.
Normal aşınma ve yıpranma garanti kapsamında değildir.
- The warranty doesn't cover normal wear and tear.
It's time to get under the covers!.
You can cover the plane with regular hexagons.
The stallion has not covered the mare yet.
The magazine covers such diverse topics as politics, news from the world of science, and the economy.
When the pot comes to a boil, cover it and reduce the heat to medium.
Does my policy cover accidental loss?.
We need to set another cover for the Smith party.
The open intervals are a cover for the real numbers.
The blanket covered the baby.
There's a $15 cover tonight.
Regular hexagons can cover the plane.
Ten dollars should cover lunch.
Richard Morgan covers science for The Economist, The New York Times, Scientific American, and Wired.
Can you cover the morning shift tomorrow? I'll give you off next Monday instead.
... covers of classic songs pretty much every night. How do you choose what covers you'll ...
... But thank God my lower lip covers my top lip. ...