Fadıl açgözlülüğünü örtmek için uçlara gitti.
- Fadil went to extremes to cover up his greed.
Ben seni örtmekten yorgunum.
- I'm tired of covering for you.
Tom yeni aldığı masa örtüsüyle masayı örttü.
- Tom covered the table with the new tablecloth he'd just bought.
Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.
- Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering.
Ben gece motosikletimin üstüne bir kılıf koyduğumu sağlama alırdım.
- I used to make sure I put a cover over my motorcycle at night.
Tom arabasının üstüne bir kılıf koydu.
- Tom put a cover over his car.
Duvarları kaplamak için eski gazetelere ihtiyacım var.
- I need old newspapers to cover the walls.
Bu halı bütün yeri kaplamak için yeterince büyük.
- This carpet is big enough to cover the whole floor.
Onun kolunun altında yırtık kapaklı kitap vardı.
- She had the book with a torn cover under her arm.
Tüm defter kapaklarımın üzerine adımı yazdım.
- I wrote my name on the cover of all my notebooks.
Deniz dünya yüzeyinin yaklaşık dörtte üçünü kapsamaktadır.
- The sea covers nearly three-fourths of the earth's surface.
Devriye arabaları alanının tamamını kapsamaktadır.
- The patrol cars cover the whole of the area.
Sami izlerini kapatmak istedi.
- Sami wanted to cover his tracks.
Böyle bir işte kulaklarınızı kulaklıklarla kapatmak önemlidir.
- It’s important to cover your ears with ear muffs in a job like that.
Burada boy hedefiyiz. Bir paravana bulmamız gerekiyor.
- We're sitting targets here. We need to find cover.
Kapıyı örten bir perde vardı.
- There was a curtain which was covering the door.
Duvarları kaplamak için eski gazetelere ihtiyacım var.
- I need old newspapers to cover the walls.
Bu halı bütün yeri kaplamak için yeterince büyük.
- This carpet is big enough to cover the whole floor.
O, masrafları karşılamak için yeterli paradır.
- That's enough money to cover the expenses.
Onun kaybını karşılamak zorundayım.
- I have to cover his loss.
Devriye arabaları alanının tamamını kapsamaktadır.
- The patrol cars cover the whole of the area.
Bin dolar, parti için tüm masrafları kapsayacak.
- One thousand dollars will cover all the expenses for the party.
Sigorta buradaki her şeyi kapsar.
- The insurance covers everything here.
Sanırım sigorta bunu karşılar.
- I think insurance will cover it.
Tepe karla kaplı olurdu.
- The hill used to be covered in snow.
Hayvanların derisi kıllarla kaplı.
- The skin of animals is covered with hair.
You can cover the plane with regular hexagons.
The stallion has not covered the mare yet.
The magazine covers such diverse topics as politics, news from the world of science, and the economy.
When the pot comes to a boil, cover it and reduce the heat to medium.
Does my policy cover accidental loss?.
We need to set another cover for the Smith party.
The open intervals are a cover for the real numbers.
The blanket covered the baby.
There's a $15 cover tonight.
Regular hexagons can cover the plane.
Ten dollars should cover lunch.
Richard Morgan covers science for The Economist, The New York Times, Scientific American, and Wired.
Can you cover the morning shift tomorrow? I'll give you off next Monday instead.