Ailenizin bir Japon arabasına sahip olduğuna şaşırdım.
- I am surprised that your family has a Japanese car.
Ailemde dört kişi var.
- There are four members in my family.
O büyük bir aileye ait.
- He belongs to a big family.
Çin'de önce soyadımızı sonra adımızı koyarız.
- In China, we put our family name first, then our name.
Herhangi biri Tom'un soyadını biliyor mu?
- Does anyone know Tom's family name?
Aile arazisinin geniş alanını çocuklar arasında eşit olarak böleceğiz.
- We will divide the large area of family land equally between our children.
Ne zaman kadın ve erkeklerin geleneksel rollerini düşünsek, ailesine destek olan kocalar ve de aile ve çocuklarına bakan karılar aklımıza gelir.
- When we think of the traditional roles of men and women in society, we think of husbands supporting the family, and wives taking care of the house and children.
Sami ailesini kandırdı.
- Sami fooled his family.
O yoksul aile her ay kıt kanaat geçiniyor.
- That poor family lives from hand to mouth every month.