courir

listen to the pronunciation of courir
الفرنسية - التركية
koşmak

Koşmak iyi bir egzersizdir. - Courir est un bon entraînement.

koşmak; yol almak; (zaman) geçmek; çapkınlık etmek; dolaşmak; kovalamak; devam etmek; yarışmak; maruz kalmak, yüz yüze gelmek
yürüt
çalıştır
koşun
çalıştırılmak
koş

Ne kadar hızlı koşarsan koş, asla bir motosikleti yakalayamazsın. - Aussi rapide que tu sois capable de courir, tu ne rattraperas jamais une moto.

Diğer üçünden daha hızlı koşabilirim. - Je peux courir plus rapidement que les trois autres.

yüz yüze gelmek
çapkınlık etmek
الفرنسية - الإنجليزية
{v} streak
{v} scurry
{v} scoot
{v} race
{v} double
{v} range
{v} flee
run, race, hurry, trot; drive, course
{v} scamper
run about
go running
run

John is too fat to run fast. - John est trop gros pour courir vite.

I saw a little boy running. - Je vis un petit garçon courir.

run along