Bu geceki konser için bana bir çift bilet verildi. Benimle gitmek ister misin?
- I was given a couple of tickets for tonight's concert. Would you like to go with me?
Tom'un bütün istediği Mary'nin ukelede bir çift melodi çalmasıydı.
- All Tom wanted was for Mary to play a couple of tunes on her ukulele.
Genç çift çok kısa sürede birbirlerine âşık oldu.
- The young couple fell in love with each other very soon.
Onlar iyi bir çifttir.
- They are a good couple.
Kurosawa'nın filmlerinden birkaçını izledim.
- I've seen a couple of Kurosawa's films.
Bisikletini birkaç günlüğüne bana ödünç verebilir misin?
- Could you lend me your bicycle for a couple of days?
Eş cinsel çiftler evlenebilmeli.
- Same-sex couples should be able to get married.
Genç çifte bir hastabakıcı tarafından eşlik edildi.
- The young couple was accompanied by a chaperone.
Ona iki mesaj bıraktım.
- I left him a couple messages.
Siz ikiniz çok güzel bir çiftsiniz.
- You two make a nice couple.
Tom bu barda haftada iki kez şarkı söyler.
- Tom sings at this bar a couple of times a week.
Tom'a iki soru sordum.
- I asked Tom a couple of questions.
Sami yazıyı iki arkadaşla paylaştı.
- Sami shared the post with a couple of friends.
She had the brilliant inventor and craftsman Daedalus construct her an artificial cow, in which she hid and induced the bull to couple with her.
When we got on board again after a couple of hours on shore ….
A parson who couples all our beggars.
I've coupled our system to theirs.
... I wonder perhaps we could address a couple of questions ...
... Most recently out in Aurora. You know, just a couple of weeks ago, actually, probably ...