Bundan sonra sana güvenmek zorunda kalacağım.
- I'll have to rely on you from now on.
Koum'un ailesi Ukrayna'dan Amerika Birleşik Devletlerine göç ettikten sonra yemek fişlerine güvenmek zorundaydı.
- Koum's family had to rely on food stamps after emigrating from Ukraine to the United States.
Biz onun kararına güvenebiliriz.
- We can rely on his judgement.
Diğer insanların yardımına güvenmemelisiniz.
- You shouldn't rely on other people's help.