Hayatını yolsuzlukla mücadeleye adadı.
- He dedicated his life to fighting corruption.
Yolsuzluk bir sorundu.
- Corruption was a problem.
Konuşmacı siyasi dünyadaki yozlaşmayı ima etti.
- The speaker hinted at corruption in the political world.
Şehir yönetimindeki yozlaşmayı ortaya çıkardı.
- He exposed corruption in the city government.
Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
- The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
Birçok siyasetçi rüşvet, seçmen dolandırıcılığı ve kamu parasının çalınması ile suçlandı.
- Many politicians were accused of corruption, voter fraud and theft of public money.
Dan, Matt'in rüşvetçi bir polis olduğunu keşfetti.
- Dan discovered that Matt was a corrupt cop.
Bu devlet memurları rüşvetçidir.
- These government officials are corrupt.
Birçok insan ülkemiz politikacılarının yozlaşmış olduğuna inanıyor.
- Many people believe that our country's politicians are corrupt.
İnsanın kalbi yozlaşmış.
- The heart of man is corrupt.
Seçmenler bozuk olmamalıdır.
- Voters must not be corrupted.
Ülkemdeki politikacılar çok bozuk.
- The politicians in my country are very corrupt.
Para Tom'u kötü yola sürüklüyordu.
- Money was corrupting Tom.
En iyi yolsuzluk, en kötüdür.
- The corruption of the best is the worst.
İktidar partisi bozulmuş fakat muhalefet biraz daha iyi.
- The party in power is corrupt, but the opposition is little better.
Seçmenler bozuk olmamalıdır.
- Voters must not be corrupted.
Genel ahlak bu kasabada bozulmuş.
- Public morals have been corrupted in this town.
Siyasetçilerimizin ahlakı bozuldu.
- The morals of our politicians have been corrupted.
Sizin siyasi partiniz tamamen bozulmuş.
- Your political party is completely corrupt.
İktidar partisi bozulmuş fakat muhalefet biraz daha iyi.
- The party in power is corrupt, but the opposition is little better.
The inducing and accelerating of putrefaction is a subject of very universal inquiry; for corruption is a reciprocal to generation. — Francis Bacon.
They abstained from some of the worst methods of corruption usual to their party in its earlier days.
... Let's think about corruption. ...
... corruption. We need all of those and I took a few years ...